Pompalar, Fanlar, Kompresörler (pumps, fans, compressors)

Akışkanlar pompalar, fanlar ve kompresörlerle hareket ettirilirler. Bunlar akışkanın mekanik enerjisini artırır; enerjideki artış hızın, basıncın veya akışkanın yüksekliğini artırmada kullanılır. Enerji eklenmesinde en yaygın iki yöntem, dış kuvvetlerle pozitif yer değiştirme ve santrifüj etkidir. Bu yöntemlerle iki sınıf akışkan itici cihaz dizayn edilmiştir; bunlar akışkana,

  • Doğrudan basınç uygulayan (pozitif yerdeğiştirme) cihazlar,
  • Tork uygulayarak dönme sağlayan (santrifüj pompalar, blowerler ve kompresörler) cihazlardır.
Pozitif-yerdeğiştirmeli cihazlarda kuvvet, bir silindir içindeki pistonla (pistonlu pompalar), veya dönen basınç elemanlarıyla (döner pozitif yerdeğiştirmeli pompalar) sağlanır.

"Pompa, fan, blower, kompresör" sözcükleri her zaman yerli yerinde kullanılmaz. Örneğin, "hava pompası" ve "vakum pompası" bir gazın sıkıştırılmasında yararlanılan cihazlardır. Genel olarak pompa "bir akışkanı hareket ettiren", fan, blower, kompresör ise "bir gaza enerji veren" sistemlerdir. Fanlar, açık alana veya geniş kanallara büyük hacimlerde gaz boşaltır; düşük-hızlı döner cihazlardır ve birkaç in su basıncı yaratırlar.

Blowerler yüksek-hızlı döner cihazlardır, pozitif yerdeğiştirme veya santrifüj kuvvet kullanırlar; yaratılan en yüksek basınç 35 lbf / in2 dir. Kompresörler 35 lbf/ in2 den binlerce atmosfere kadar çıkan basınçlar verir. Santrifüj veya turbo kompresörler basıncı 100 lbf / in2 ye kadar çıkarırlar.

Pompalar ve fanlarda akışkanın yoğunluğu önemli derecede değişmez ve sıkıştırılamayan-akışkan teorisi geçerlidir. Blowerler ve kompresörlerde yoğunluk artışı çok büyüktür; bunlar sıkıştırılabilen-akışkan teorisine uyar.

Bu cihazların hepsinde akış kapasitesi (belirli bir yoğunlukta birim zamandaki volumetrik akım), güç ve mekanik verim önemlidir. Kullanım amacına uygunluk ve bakım kolaylığı da önemli özelliklerdir.


POMPALAR

Hidrokarbonlar, proses suyu, yangın suyu ve atık su, rafineri içinde boru hatlarıyla santrifüj ve pozitif-yer değiştirmeli (örneğin, pistonlu) pompalar vasıtasıyla taşınır. Pompalar elektrik motorları, buhar türbinleri veya iç yanmalı motorlarla çalıştırılır; tipi, kapasitesi ve yapıldığı malzeme kullanıldığı yere göre değişir. Buhar, su ve diğer ürünler proses ve yardımcı işletmeler boru hattı sistemiyle dağıtılır. Bunların boyutları ve malzemeleri, servisin tipine, basınca, sıcaklığa ve ürünün yapısına bağlıdır.

Pompaların Sınıflandırılması

Pompalar çok çeşitlidir ve değişik şekillerde sınıflandırılabilir; örneğin, aşağıda görüldüğü gibi iki genel sınıfta toplayabiliriz.

  • Pozitif yer değiştirmeli pompalar (hacimsel)
  • Kinetik Pompalar
Pozitif yerdeğiştirmeli pompalarda pompa içindeki akışkan hacmi değişmekte, çalışma sadece mekanik ve statik kurallara bağlı kalmaktadır. Hacimsel pompalar  da iki ayrı grupta incelenebilir: Pistonlu pompalar (recipratating), döner pompalar (rotary).

Kinetik pompalar çoğunlukla santrifüjlü pompalardır; ayrıca jet pompalar, gaz kaldırmalı pompalar, hidrolik ram pompalar, elektromagnetik pompalar ve tersinir santrifüjlü pompalar gibi pompalar özel etkili pompalar başlığı altında toplanabilir.

1. Pozitif Yer Değiştirmeli Pompalar

Pistonlu (Reciprocating) Pompalar: Bu tip pompalar, içine aldığı akışkana karşı hareket eden bir piston yoluyla, akışkan sistemine enerji verir. Akışkanın akışı pompa geometrisine bağlı olduğundan, akışkan dinamiği ilkeleri fazla önemli değildir. Piston bir buhar motoru veya bir elektrikli motorla yürütülür. Pistonun herbir hareketinde pompadan sabit miktarda akışkan boşaltılır. Akışkan miktarı, silindirin hacmine ve içindeki pistonun hareket sayısına bağlıdır. Gerçekte iletilen akışkan miktarı silindirin doldurulması sırasındaki kaçaklar ve pistondan olabilecek sızıntılar nedeniyle pompanın teorik değerinden daha düşüktür. Bu nedenle "hacimsel (volumetrik) verim" denilen bir tanım yapılır.

                              gerçek iletilen akışkan hacmi
hacimsel verim = ¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾
                               teorik iletilen akışkan hacmi

İyi tasarlanmış ve bakımlı bir pompada hacimsel verim % 95 in üzerindedir.
Diğer bir verim tanımı (daha önemlidir), yapılan işlerle ilgilidir:

               akışkan üzerinde yapılan iş
Verim = ¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾
               pompa üzerinde yapılan iş

Pompayı çalıştırmak için bir elektrik motoru kullanılıyorsa bir "pompa-motor" verimi söz konusudur; bu durumda verim, akışkan üzerinde yapılan işin, motora verilen elektrik enerjisine oranıdır.

Pistonlu pompada piston silindirde aşağı çekildiğinde (sıvı girişi) pompadan akışkan çıkışı durur. Bu nedenle sıvı iletimi pulslar (kısım kısım) halindedir. Pulslar, bir çift etkili pompa kullanarak veya silindir sayısını artırarak azaltılabilir. Bir çift-etkili pompada pistonun iki tarafında bulunan silindir hacmi, hem ileri hem de geri stroklarda gidilen yol akışkan verilmesini sağlar. Şekil-1’de bir pistonlu pompadaki piston, silindir ve klepelerin çeşitli konumları gösterilmiştir.

Şekil-2 (a)’da bir pistonlu pompanın şematik diyagramı verilmiştir. Bu tip pompada piston, bir elektrik motoruyla çalıştırılan uygun bir krank miline bağlıdır. Proses endüstrisinde buharla-çalıştırılan çift etkili pompalar da kullanılmaktadır; bunlarda piston çubuğu buhar ve sıvı pistonunu bağlar (Şekil-2 b).



Şekil-1: Pistonlu pompada silindir, piston, emme ve basma klapelerinin görünümü ve strok tanımı




Şekil-2: Pistonlu pompaların şematik diyagramları; (a) tekli pistonlu pompa, (b) buharla çalıştırılan çift-etkili pistonlu pompa




Şekil-3: Çiftli, çift-etkili buharla çalışan bir dalgıç pompanın şematik görünümü


Pistonlu pompa, içinde hareket eden bir pistonun bulunduğu bir silindirdir. Sıkıştırma sırasında akışkanın geri kaçmaması için piston ve silindir birbirine çok iyi alıştırılmış olmalıdır. Piston ve silindirin, pistonun tüm hareketi boyunca (strok) ve pompanın çalışma süresince birbiriyle temas etmesi pompada önemli derecede aşınmaya neden olur. Bunu önlemek için piston etrafına (yuvalar içine) ağızları açık bilezikler geçirilir. Böylece sürtünme azaltıldığı gibi, akışkan kaçağı da en aza indirilmiş olur.

Pistonlu pompada akışkanın emme periyodunda silindire girmesi ve basmada silindirden çıkması vanalarla sağlanır. Bu vanalar çek vana ilkesine göre çalışır ve "supap" veya "klepe" olarak tanımlanırlar. Emme periyodunda emme supabı açılır, akışkan silindir içine girer, basmada emiş supabı kapanır, çıkış supabı açılarak akışkanı boşaltır.

Pistonlu pompalar viskoz akışkanların iletilmesinde çok uygundur. Bu tip akışkanlar piston ve silindir arasında ince bir tabaka oluşturarak ikinci bir yalıtım katmanı meydana getirirler ve akışkan kaçağı en aza iner.

Akışkanda aşınmaya yol açabilecek tanecikler bulunması halinde pistonlu pompalar önerilmez.
Dalgıç (plunger) pompa olarak tanımlanan pompalar ilke olarak pistonlu pompalara benzer, ancak bunlarda piston çapı silindir çapından çok küçüktür.

Piston bir salmastra kutusu içinde hareket eder, silindir içindeki sıvı üzerine basınç yapar ve onu iter. Pistonun geri gelmesi sırasında akışkan üzerindeki basınç kalkacağından silindire emiş tarafından yeni sıvı girer (Şekil-3).

Dalgıç pompalar çok yüksek basınçlar için uygundur. Ayrıca pistona yapışan ve silindire etki eden (çözen) sıvıların pompalanmasında da kullanılır. Bunlarda segman ve silindir gömleği bulunmaz.

Döner (Rotary) Pompalar: Bu tür pompalarda akışkan pompa içine alınır ve dönme hareketiyle dışarı boşaltılır. Döner pompalar, akışkan giriş ve çıkışının çek vanalarla (klepeler) kontrol edildiği pistonlu pompalardan farklıdır; bir miktar sıvıyı yakalanır (kapan gibi) ve basma noktasına kadar götürülür. Sıvı, pompa girişinde, dişliler arasındaki boşluğa dolar. Dişli döndüğünde sıvı, dişler ve pompa kasası arasında hapsolur ve basma hattına taşınır.

Döner pompalar, aşındırıcı olmayan ve yüksek-viskoziteli sıvılar için uygundur. Akışkanın yağlama özelliği dişlilerin aşınmasını azaltır.

2. Kinetik Pompalar

Santrifüj Pompalar: Santrifüj pompalar, yapılarının basitliği, dizaynlarının kolay, bakım masraflarının düşük olması, kullanım koşullarında esneklikler göstermesi bakımından geniş bir uygulama alanına sahiptir. Mekanik yapılarının uygunluğundan dolayı bir kaç galon/dak. kapasite ve çok düşük basma yüksekliğinden, 600 000 gal/dak. ve 300 ft basma yüksekliğine kadar olan geniş bir bölgede kullanılabilir.

En basit santrifüj pompa, bir gövde ve gövde içinde dönen bir fandan oluşur (Şekil-4). Akışkan pompa içine fanın merkezine yakın bir noktadan girer ve fanın dönmesi ile doğan santrifüj kuvvetlerin etkisiyle fan kanatları arasından dışarı doğru fırlatılır. Fan ne kadar hızlı dönerse sıvının hareketi o kadar çabuk olur. Akışkan fanın emme ağzından, yani fanın merkezinden, fan kanatçığının uç kısmına doğru giderken kinetik enerjisi artar. Kinetik enerjiyi doğuran hız, kanatçığı terk ettikten sonra basınç yüksekliğine dönüşür ve akışkan pompayı terk etmiş olur. Şekil-5' de çeşitli fan tipleri görülmektedir.

Fanlar santrifüj pompanın en önemli parçalarıdır ve kanatlardan oluşur. Kanatların yapıları, sayıları ve şekilleri, akışkana uygulanacak santrifüj ve mekanik itici kuvvetlerin en iyi şekilde akışkanın kinetik enerjisine dönüşmesini sağlayacak şekilde tasarımlanmıştır.



Şekil-4: Santrifüj pompanın şematik görünümü ve kısımları.




Şekil-5: Santrifüj pompası fanları


Özel Pompalar

Akışkanı ileten mekanizmalar fan şeklinde olabildiği gibi pervane veya türbün yapısında da olabilir.

(a) Pervaneli Pompalar

Fanların şekilleri pervane yapısında olan pompalardır (Şekil-6 a). Fan yerine kullanılan pervane, üzerinden geçen sıvıya yüksek hız verir. Akışkanın giriş yönüyle çıkış yönü aynıdır. Fana giren akışkan sadece fan merkezinden girmesine karşılık, pervanelerin tüm kanatları üzerinden geçer. Bu nedenle pervaneli pompalar fazla bir basma yüksekliği gerektirmeyen çok yüksek kapasiteler için kullanılır; normalde 2000 galon/dak. üzerindeki kapasiteler için uygundur.
Pervaneli pompaların kapalı devre sirkülasyon sistemlerinde, örneğin, kalorifer sistemlerinde kullanılması avantajlı bulunmaktadır.

(b) Türbinli Pompalar

Akışkana verdiği yön bakımından, pervaneli ve santrifüj pompalar arasında bulunan fanları içeren pompalardır. Santrifüj pompalarda sıvının fana giriş yönü ile çıkış yönü arasında 900 açı vardır. Pervaneli pompalarda ise giriş ve çıkış aynı yönlüdür. Türbinli pompalarda giriş ile çıkış arasında bir açı oluşturulur. Bu pompalar 100 galon/dak.dan büyük kapasitelerde kullanılır. Sağladıkları basma yüksekliği her kademe için 100 ft mertebesindedir. Türbinli pompalar genellikle dik konumda yerleştirilir.

Pompa elemanı, çoğu kez bir borunun uç kısmına konulur; bu boru aynı zamanda çıkış borusu görevini de yapar. Hazırlanmış böyle bir ünite pompalanacak akışkanın içine dik olarak daldırılır. Çoğunlukla kuyularda, büyük kapasite gerektiren drenaj işlerinde, veya kondenser sirkülasyon suyu sistemlerinde uygundur. Şekil-6(b)’de bir türbin (veya karışık-akışlı) pompa görülmektedir.

(c) Jet Pompalar

Jet pompalar, çok geniş bir uygulaması olmamasına rağmen akışkanların taşınmasında özel bir grubu temsil ederler. Hızı yüksek bir akışkanın venturi içinden geçerken yarattığı negatif basınçla (emiş), iletilmek istenen akışkanın sürüklenmesi ve moment taşıyan akışkan ile birlikte transfer edilmesidir. Şekil-6’c çok basit bir jet pompası ejektörünü göstermektedir. Moment taşıyan pompalanan akışkan, nozul içinden ejektöre girer ve venturi nozulu hızla geçerken venturi ağzında bir emiş yaratır; doğan bu emiş ile pompalanacak akışkan sürüklenir ve her iki akışkan venturiden geçerek ejektörü terk ederler.

Jet pompaların ve ejektörlerin verimleri çok düşüktür. Yaratılan basma yüksekliği de çok düşük olmakla beraber özellikle tanklar arasında sıvı transferlerinde, düzenli bir güç kaynağının sağlanamadığı koşullarda, asit ve baz transferlerinde, çamursu akışkanların derinlerden emilmesinde çok kullanılan sistemlerdir.



Şekil-6: Çeşitli pompa tipleri.


KOMPRESÖRLER

Rafineride gaz ve hava sıkıştırmada hem pistonlu ve hem de santrifüjlü kompresörler kullanılır. Hava kompresör sistemlerinde kompresörler, soğutucular, hava alıcılar, hava kurutucular, kontrol ekipmanları ve dağıtım boruları bulunur. Bazı proseslere hava vermek için püskürtücüler (blower) kullanılır. Havayla-tozlaştırma, katalizör rejenerasyonu, proses ısıtıcıları, buhar-havayla dekoklaştırma, acı-su oksidasyonu, benzin sweetening, asfalt şişirme ve diğer bazı operasyonlar için fabrika havasından yararlanılır. Pnömatik enstrümanlar ve kontrollerde, hava motorları ve bağlantılarda ise enstrüman havası kullanılır.

Kompresörlerin Sınıflandırılması

Sıvıların iletiminde kullanılan pompalarda olduğu gibi, gazların taşınmasında kullanılan kompresörler de iki sınıfa ayrılır.

  • Pozitif-yerdeğiştirmeli kompresörler
  • Dinamik Kompresörler
Positif yerdeğiştirmeli kompresörler, pistonlu ve döner sistemler içerirler. Gazlar, kompresörler ve blowerle iletilir; bu iki sistem arasında herzaman kesin ve açık bir ayırım yapılamaz.

Dinamik kompresörler santrifüjlü kompresörler (turboblowerlar) ve aksiyal akışlı kompresörler olarak iki grupta toplanabilir.

1. Pozitif Yerdeğiştirmeli Sistemler

Pistonlu Kompresörler

Pistonlu kompresör, gazı, birkaç  psi  den  başlayarak 35 000 psi gibi çok yüksek basınçlara kadar taşıyabilirler. Bunlar, pistonlu pompaların özelliklerini gösterir; bir piston, uygun giriş ve çıkış supapları bulunan bir silindir ve hareketli bir krank mili bulunur. Tek-kademeli veya çok-kademeli çalışabilir; daha çok çift-etkili silindir kullanımı yaygındır. Kademelerin sayısı, sıkıştırma oranı p2 / p1 ile belirlenir. Herbir kademedeki sıkıştırma oranı çoğu kez 4 ile sınırlandırılır; ancak, küçük miktarlara 8 veya daha yüksek sıkıştırma oranları da uygulanabilir.

Sıkıştırılacak gaz silindire giriş supabından girer, sıkıştırılır ve çıkış supabından boşaltılır. Supaplar, silindirin içiyle dışarıdaki basınç farkı istenilen seviyede olduğu zaman açıp-kapayacak şekilde ayarlanmıştır.

Çok-kademeli sistemlerde kademeler arasında ara soğutucular bulunur. Bunlar gazdan sıkıştırma sırasında açığa çıkan ısıyı alır ve gazın sıcaklığını, kompresör girişindeki sıcaklığa düşürür. Böyle bir soğutma işlemi, yüksek basınç silindirine giden gazın hacmini azaltır, sıkıştırma için gerekli beygir gücünü düşürür ve yüksek basınçlarda sıcaklığı güvenli çalışma sınırlarında tutar.

Yağsız Silindirler

Kompresörlerin çoğunda silindirlerin yağlanmasında yağ kullanılır. Bazı proseslerde, az miktarda da olsa, yağla kirlenmeler olur. Bu gibi durumlar için "yağsız" çalışan silindirler üretilmiştir. Bu silindirler üzerindeki pistonlarda, grafit karbon veya teflondan piston bilezikleri (segmanlar) vardır; bunlar piston ve silindir arasındaki gerekli açıklığı ayarlayan segmanlarla aynı malzemeden yapılır. Plastik salmastra yağlama gerektirmez.

Yüksek Basınç Kompresörleri

Kimya endüstrisinde çıkış basıncı 5000 den 25000 lb / in2 ye kadar olan yüksek-basınç kompresörleri kullanılmaktadır. Bunlar özel dizaynlar gerektirir; bu nedenle, kullanılacak gazın tüm özellikleri bilinmelidir. Gaz, çoğunlukla ideal gaz halinden sapar, sıcaklık ve diğer sınırlamalar, bir mühendislik çalışmasıyla çözülür. Yüksek basınç kompresörleri beş, altı, yedi veya sekiz kademelidir. Silindirler çeşitli kısıtlamaları karşılayacak ve aynı zamanda çeşitli kademeler arasındaki yükü dengeleyecek şekilde dizayn edilmiştir.

Çoğu zaman kademeler arasında sıyırma veya diğer prosesler bulunur. Yüksek basınç silindirleri tek-etkili plungerli çelik dövmelerdir (Şekil-7).

Kompresörde, plungere karşı olan basınç yükü, düşük basınç kademelerinin bir veya daha çok tek-etkili pistonlarıyla ters çevrilir. Piston mili salmastrası metaliktir. Doğru yerleştirme ve bilinçli yağlama çok önemlidir. Yüksek basınç kompresör supapları koşullara göre dizayn edilir, fevkalade yüksek mühendislik ve işçilik gerektirir.



Şekil-7: Dövme çelikten tek-etkili yüksek basınç silindiri.


Metalik Diyafram Kompresörler

Metalik diyafram tipteki kompresörler (Şekil-8) küçük miktarların (10 ft3/dak) sıkıştırılmasında kullanılır. Sıkıştırma oranı, her kademede 10 - 1 aralığındadır. Sıcaklık yükselmesi önemli bir sorun yaratmaz; gaz hacmine göre duvar alanı, izotermal sıkıştırma için gerekli ısı transferine izin verir. Bu tip sıkıştırmalarda proses gazı için sızdırmazlığa gerek yoktur. Diyafram, bir plungerle (basma silindiri) hidrolik olarak hareket ettirilir.



Şekil-8: Yüksek basınç diyafram kompresörü.


Fanlar ve Blowerler

Bir fan ve kompresör arasındaki fark kesin olarak tanımlanamaz. Fanların çalışma basıncı (p < 0.5lb / in2), gaz üzerindeki sıkıştırma etkisi ihmal edilebilecek düzeyde kalacak kadar düşüktür. Fanlarda giriş ve çıkış hacimleri hemen hemen eşittir, bunlar basit gaz taşıyıcı sistemlerdir. Fanlar, hava akışlı (radyal) veya santrifüjlü ve aksiyal (dik) akışlı olarak iki grupta toplanır. Radyal-akışlı fanlarda akış basittir ve fan şaftına paraleldir.

2. Dinamik Kompresörler

Santrifüj Kompresörler (Turboblowerler)

Bir santrifüj kompresörün ana işlevi, içinden akan gazın basıncını arttırmaktır. İşlem, bir santrifüj pompada olduğu gibi, girişten çıkışa doğru radyal olarak akan gazın hızlandırılmasıyla yapılır. Santrifüj kompresörlerin kapasiteleri çeşitlidir; çoğu 3500 rpm veya daha yüksek hızlarda, elektrik motoru, buhar veya gaz türbinlerle çalışır.

Santrifüj kompresörde bir impeller (fan) ve bir gövde (kasa) bulunur; bunlar, pompa fanlarına çok benzer. Gaz kompresöre fan gözü yakınından girer, fanın ucunda bir difüzöre yüksek bir hız ve basınçla fışkırtılır. Hızın kalan kısmı difizörde basınca dönüştürülür. Santrifüj kompresörler, çok yüksek basınçlı çıkışa ulaşabilmek için çok kademeli yapılır. Çok kademeli çalışmada gaz difüzörü terkeden gaz, bir sonraki fanın gözüne yönlendiren bir diyaframa girer; diyaframda supaplar bulunur. Sıkıştırılırken gaza transfer edilen enerji, gazın ısınmasına yol açar; bu nedenle kademeler arasına soğutma kanalları konulmuştur. Tek bir gövdede altı veya yedi kademeden fazla kademe bulunmaz. Yeterli basıncın alınamaması halinde iki veya daha fazla gövde seri olarak bağlanarak kullanılır. Beş kademeli bir kompresör Şekil-9(a)’da verilmiştir.

İlginç bir santrifüj kompresörü Şekil-9(b)’de görülmektedir.  Bunda eliptik bir kasa vardır ve kısmen sıvı ile dolu durumdadır; içinde rotor kanatları döner. Rotorun hızı, merkezden santrifüj kuvvetle uzaklaşan sıvının gövde duvarı üzerinde bir sıvı halkası oluşturacak şekilde ayarlanmıştır.



Şekil-9: (a) Beş kademeli bir turboblower, (b): Nash ‘Hytor’ kompresörünün çalışma çevrimi


Aksiyal Akışlı Kompresörler

Aksiyal Akışlı Kompresörler gaz türbinleriyle çalışır ve jet uçakları motorlarında bazı avantajları vardır. Endüstride bu tip sistemlerin kullanımı azdır, bazı uygulama alanları olarak yakma-fırınları, gaz iticiler ve rüzgar-tünelleri sayılabilir. Santrifüjlü sistemlere kıyasla en önemli avantajları yüksek verim ve yüksek kapasitedir. Küçük boyuttaki aksiyal akışlı kompresörler, aynı koşullarda uygun olan santrifüjlü tiplerden daha pahalıdır ve tercih edilmezler.

Tipik bir aksiyal-akış sisteminde dönen element (rotor) bir kazan şeklindedir ve buna birkaç dizi kanat bağlanmıştır. Basınç artışının yarısı rotor kanadında, diğer yarısı stator kanadında sağlanır. Sabit kanat dizileri havayı rotor kanatları içine gönderirken, statik basıncı ve kinetik enerjiyi arttırır. İyi dizayn edilmiş bir aksiyal-akışlı kompresör havayı 400 ft/sn hıza kadar çıkarabilir. Bu tip kompresörlerin çoğunda kademeden kademeye olan gaz hızı sabittir. Peşpeşe kademelerde sürekli basınç yükselmesi olacağından sabit gaz hızı, küçük bir dairesel alanla sağlanır.

Vakum İşlemleri

Endüstrideki işlemlerin bazıları atmosfer basıncı altındaki basınçlarda yapılır, 0.5 inç cıva basıncına, bir pistonlu veya döner pompayla kolaylıkla erişilebilir.

Ejektörler: Piston, sübab, rotor, ve diğer hareketli parçaların bulunmadığı basit vakum pompaları veya kompresörlerdir. Tek-kademeli bir ejektörde yüksek basınçlı buhar veya hava bir nozuldan buhar odasına beslenir; buradan, çevresinde bulunan buhar veya gazları yakalar, beraberinde sürükleyerek nozuldan yüksek hızla çıkar ve bir yaklaştırıcı-ayırıcı nozul boyunca genişler. Difüzör (veya birleştirici boğaz), hız enerjisinin basınç enerjisine dönüşmesine yardım eder. Bu işlem sonunda, yakalanan bir miktar gaz, buhar odacığındaki basınçtan daha yüksek bir basınçla dışarı atılır; difüzer bir kompresördür.

Tek-kademeli bir ejöktörde sıkıştırma oranı 10/1 i geçer, fakat kapasite/taşınan akışkan oranı ekonomik değildir. Daha büyük sıkıştırma oranları uygulandığında uygun kapasitelere çıkılabilir.

Böyle bir sistemde her jette bir sıkıştırma oranı sağlanarak istenilen basınç yükselmesine ulaşılabilir. Altı kademe seri olarak kullanılabilir.

Difüzyon pompaları: Çok düşük basınçların (yüksek vakum) istendiği durumlarda difüzyon pompası gerekir. Difüzyon pompasıyla 10  7 mm Hg basıncının altına kadar inilebilir. Bu büyüklükteki vakumlar için bir difüzyon pompası, tek-kademeli bir mekanik pompa ile beraber kullanılır.

Difüzyon pompasındaki akışkan düşük buhar basınçlı bir sıvıdır; çoğu kez civa veya özel bir yağ kullanılır. Pompadaki akışkan, pompanın dibinde buharlaştırılır ve buharlar kondenser içinde yükselir. Ön vakum uygulanmış gaz molekülleri, rasgele ısıl hareketlerle difüzyon pompası içine girer ve buharlaşan pompa sıvısı molekülleriyle çarpışır. Buharlaşan sıvı molekülleri kondenserin soğuk cidarlarında yoğunlaşıp geri akarken, konsantrasyonu artmış olan gaz, mekanik pompayla dışarı basılır.


Sağlık ve Güvenlik:

Sağlık: Güvenli çalışma eğitimleri verilmelidir; gürültüye karşı, kontrol ve bakım çalışmaları sırasında karşılaşılacak tehlikeli durumlarda koruyucu personel ekipmanı kullanımı gereği anlatılmalıdır. Fabrika ve enstrüman havasının teneffüs edilmemesi veya içme suyunun basınçlandırılmasında kullanılmaması için çeşitli uyarma yöntemleri gereklidir.

Güvenlik: Gaz kompresörlerine sıvı girmesini önleyici dramlar olmalıdır. Gazların katı maddelerle kirlenmemesi için süzgeçler kullanılır. Otomatik kompresör kontrollerinde olabilecek arızalar prosesleri etkiler. Maksimum basıncın kompresör basıncından veya proses-ekipman dizayn basıncından daha fazla olması halinde basınç azaltılması gerekir. Kompresördeki hareketli parçalar, olabilecek olumsuzluklara zamanında müdahale edebilmek için izlenmelidir. Kompresörlerin yerleştirildiği binalar şartnameleri karşılamalı, havalandırılmalıdır.
Enstrüman havasının fabrika havasıyla yedeklendiği yerlerde, bağlantıların, enstrüman havası kurutma sisteminin üstünden yapılması gerekir; böylece enstrümanların nemle kirlenmesi önlenmiş olur. Güç kesilmesi veya kompresörün arızalanması gibi durumlarda enstrüman havasına alternatif kaynaklara (nitrojen kullanılması gibi) gereksinim olur.

Yangın Önleme ve Korunma: Hava kompresörleri, alevlenebilen buharlar veya korozif gazların emilemeyeceği alanlara yerleştirilmelidirler. Gaz kompresörlerinde herhangi bir delik oluşması potansiyel bir yangın tehlikesidir.