Polimerizasyon (polymerisation)

Polimerizasyon, makromoleküllerin büyüyen zincir uçlarına monomerlerin (düşük molekül ağırlıklı moleküllerin) peşpeşe eklenmesiyle makromolekülleri oluşturan kimyasal reaksiyondur.

Polimerizasyon prosesi başlatma (initiation) ile başlar, yani, monomer moleküllerinin küçük bir kısmı kendi başına yeni monomerler ekleyebilen aktif merkezlere dönüştürülür. Bunu amaçla, özel maddeler (başlatıcılar veya katalizör polimer) ilave edilir. Polimerizasyon işlemi, iyonize radyasyon, ışık (UV ışını) veya elektrik akımı ile de başlatılabilir.

Bir makromoleküler zincir, monomer moleküllerinin (M) aktif merkeze (M*) eklenmesiyle aynı tepkimenin birden çok tekrarlanmasıyla büyür:

M* + M ® M2*              M2* + M ® M3*             Mn* + M ®  M*n+1

Zincire katılan monomer molekülleri, monomer birimleri haline dönüşür. Makromoleküldeki bu tür birimlerin sayısına, polimerizasyon derecesi denir. Bir tip monomerin polimerizasyonu bir homopolimer oluşturur (homopolimerizasyon), buna karşın birkaç cins veya tip monomerin polimerizasyonuyla bir kopolimer meydana gelir (kopolimerleştirme).

Makromolekülün büyümesi, sistemdeki monomerlerin tükenmesi veya aktif merkezin deaktivasyonu üzerine durur. Polimerizasyon ile elde edilen makromoleküllerin molekül ağırlığı ve polimerizasyon derecesi değişebilir (polimer çoklu dağılımı). Bu durumda makromoleküllerin molekül ağırlığı moleküler ağırlık dağılımı ile tanımlanır.

Polimerizasyon prosesi, polimerleşen sistemin agregat durumuna göre çeşitli şekillerde gerçekleştirilir. Seçilen polimerizasyon metodu, prosesin amacına, ürünün gerekliliklerine, polimerizasyon sisteminin bileşenlerinin doğasına, teknolojik gerekliliklere v.s gibi nedenlere göre değişir.

En basit durum, herhangi bir çözücü olmaksızın, bulk (kütle) polimerizasyon olarak adlandırılan bir sıvı monomerin polimerizasyonudur. Bu yöntem, polimer birimlerinde daha fazla işleme ve çözücü ayırma işlemine gerek olmaması gibi avantajlara sahiptir; ancak ana dezavantajı, reaksiyon sırasında üretilen ısıyı dağıtmanın zorluğudur. Homojen sıvı faz polimerizasyonunun bir diğer yaygın yöntemi, ısı dağıtımı problemini oldukça verimli bir şekilde çözen çözelti polimerizasyonudur, ancak burada da çözücünün giderilmesi ana teknolojik dezavantaj olmaya devam eder.

Kütle ve çözelti polimerizasyon, hem serbest radikal hem de iyonik tip başlatıcılar kullanılarak gerçekleştirilebilir. Endüstride, büyük ölçüde su emülsiyonları ve süspansiyonlarında polimerizasyon yöntemi kullanılır. Birinci durumda, monomer, emülsiyon yapıcıların mevcudiyetinde suya dağıtılır ve genelde suda çözünür başlatıcılar (genellikle düşük sıcaklıklarda etkili olan redoks sistemleri) kullanılır. Mekanizması monomer polimer partikülleri yüzeyindeki emülsiyon yapıcının adsorpsiyon tabakalarına büyük ölçüde bağlı olan emülsiyon polimerizasyonu, düşük sıcaklıklarda yüksek hızlarda işleme imkânı ve yüksek molekül ağırlıklı ürünler üretme özelliğine sahiptir. Süspansiyon polimerizasyonu durumunda, bir monomer, 1-1000 mikron boyutunda damlacıklar şeklinde dağıtılır ve monomer içinde çözünen bir başlatıcının etkisi ile polimerleştirilir. Emülsiyon polimerizasonuyla, lateks formda polimerler, süspansiyon polimerizasyonuyla kırıntılar şeklinde polimerler üretilir. Her iki yöntemin dezavantajı, büyük miktarda kirli atık su üretilmesi ve polimer emülsiyonlaştırıcılarının ve stabilizatörlerinin uzaklaştırılmasının gerekli olmasıdır.

Katı faz polimerizasyonunda monomerler erime sıcaklığının altına soğutulur veya iyonlaştırıcı radyasyonun etkisiyle çözeltileri polimerize edilir. Monomerin gaz halinde bulunduğu gaz fazlı polimerizasyonunda, başlatma ya gaz fazında (iyonlaştırıcı radyasyon ya da gaz-faz başlatıcısı eylemiyle) ya da bir katı katalizör yüzeyinde gerçekleşir ve polimerizasyon işlemi, üretilen polimerin katı fazının yüzeyi ya da katı hacmi içinde gerçekleşir.



Stirenin polimerizasyonuyla polistiren oluşması