KOMPOZİTLER
Önsöz

Malzeme, insanlığın ilerlemesindeki en önemli kilometre taşıdır; binlerce yıldır kullanılmaktadır ve geliştirilmesi yönünde yüzlerce yıldır bilimsel ve teknolojik araştırmalar yapılmaktadır.

Malzeme tarihine bakıldığında kompozitlerin tarih kadar eski olduğu görülür. İlk takviyeli polimerik bazlı malzemeler olan takviyeli bitüm veya zift, Babil’de M.Ö. 4000-2000 arasında kullanılmıştır. M.Ö. 3000 öncesinde yayların kompozit malzemeler olduğuna, Mısır ve Mezopotamya’da nehir kayıklarının, papirüs kamışları ve bitümden yapıldığına dair çok sayıda belge bulunmaktadır. M.Ö. 2500’lerde Mısır’da mumyalama sanatında keten sargılar ve doğal kauçuk kullanılarak ilk filament sarma prosesi uygulanmıştır. M.Ö. 1000’deki kayıtlarda Hindistan ve Çin’de birkaç bin yıl boyunca lak kullanıldığı görülür. M.Ö. 500’lerde Yunanlar üç sıra kürekli kadırga denilen gemilerin yapımında kompozitleri kullanmıştır. Son yıllarda dünyadaki araştırma ve geliştirme çalışmalarının yoğunlaştığı geniş ve disiplinler arası bir alan olan nanoteknolojiyi insanlık 2000 yıl öncesinden bu yana kullanmaktadır. 1700 yıl önce Romalılar altın ve gümüş nanopartiküller kullanarak içki kupaları, 1600 yıl önce Arap zanaatkarlar nanoborular ve nanoteller kullanarak çelik kılıçlar yapmıştır. 500 yıl kadar önce Rönesans döneminde İtalyanlar dekoratif tabakların yapımında nanoteknoloji prosesleri uygulamıştır.

Kompozitler (makro, mikro, nano), istenen özelliklerin sağlanabilmesi için çeşitli fazların (matris, dispers, arayüz gibi) uygun düzeylerde bir araya getirildiği çok fazlı kombinasyonlardır. Matris sürekli fazdır, gerilimi diğer fazlara transfer eder ve fazların çevresel etkilerden korunmasını sağlar; polimer, metal, seramik olabilir. Dispers faz çeşitli şekil ve formlardaki tanecikler, fiberler ve yapısal malzemelerdir; bu faz kompozitte matrisin özelliklerini geliştiren fazdır. Arayüz bölge, kompozitin son özelliklerini belirleyen elamanı olduğundan son derece önemlidir. Kompozitin verimli olabilmesi için fazların biraraya gelip yüzey arasında en uygun şekillerde bağlanması gerekir.

Bu kitapta makro, mikro ve nano kompozitler bir sistematik içinde incelenmiş, standart test metotları özet bilgilerle verilmeye çalışılmıştır. Bazı terimler endüstriye özel olduğundan orijinal halinde kullanılmış olup açıklamaları ekte verilen bir sözlükte toplanmıştır. Uygun yerleşik terimlerin kullanılmasında gösterilen özen, terimlerin kullanım alanının genişliği dikkate alındığında, yetersiz kalmış olabilir.

Kitap, tüm eğitim-öğrenim branşlarına (Mühendislik ve Fen Fakülteleri, Meslek Yüksek Okulları ile Fen Bilimleri Enstitülerinin çeşitli bölümleri) ve sanayinin her dalına katkıda bulunabilecek bir el-kitabı olarak tasarlanmıştır. Yaralanılacağını umuyorum.