Nanomalzeme Bazlı Vektörler (nanomaterial-based vectors)

Nanomalzeme bazlı vektörler, biyolojik aktif substansların hücrelere hedeflenerek verilmesini (teslimatını) sağlayan nanoskala sistemlerdir.

Biyoloji ve tıpta ‘vektör’ terimi bir taşıyıcıyı tanımlar. Genetik mühendisliğinde plasmid DNA veya viral DNA ve RNA, klonlanmış genlerin hedef hücreler içine transferinde vektör görevi yaparlar. Farmakolojide bir vektör, hedeflenen ilaç taşıyıcı (drug delivery) için kullanılan bir sistem veya moleküldür. Vektörlerin temel fonksiyonu, biyolojik aktif bileşikleri (ilaçlar, toksinler, proteinler, oligonükleotidler, genler, v.s.) vücudun hedef hücreleri içine teslim etmektir; hedeflenmiş nokta veya alandan önce substansların biyolojik aktivitelerinin bozulmasını önleyerek hastılıklı sitelere ulaşmasını sağlamaktır.

Genel olarak ifade edilirse bir vektör, tedavi edici bir substans ve hedeflenen teslimatı sağlayacak bir sistemden oluşan bir nanokaptır (nanokonteyner); teslimat sistemi nanokonteynerin dış yüzeyine yerleştirilmiştir. Bazı durumlarda (nano-konjugatlar, Janus partiküller, nanozomlar, fonksiyonlu nanopartiküller gibi) hedeflenmiş teslimat sistemine vektör denir. Vektörlerin üretiminde kullanılan tipik nanomalzemeler biyouyumlu lineer polimer nanopartiküller (poietilen glikol, polilaktik asit, v.s.), liposomlar ve özel viral partiküllerdir. Fullerenes, nanotüpler ve diğer biyolojik-olmayan nanoobjeleri, biyolojik olarak uyumlu hale getirmeye yönelik modifikasyon çalışmalarına ve araştırmalara devam edilmektedir. Böyle bir modifikasyonun bir örneği pegilasyon, yani bir polietilen glikolün (PEG) bir nanopartikül yüzeye tutturulmasıdir. Hedefleme amacıyla, nanokonteynerler, örneğin antikorlar, folik asit v.s. gibi hedef hücrelerin yüzey reseptörlerini tanıyan moleküller tarafından modifiye edilir.

Nanokonteynersiz ilaç taşıma sistemleri için geliştirilmiş vektörlerde, hedeflenen molekül doğrudan tek bir ilaç molekülüne bağlıdır. Örneğin, genetik mühendislik teknikleri kullanılarak, hücre yüzeyi ferritin reseptörüne ve biyotin bağlayıcı protein avidin'e karşı bir antikordan oluşan hibrid bir molekül oluşturulmuştur. Aktif farmasetik ürünlerin kimyasal olarak biyotinleştirilmesi (biyotin ile modifikasyon), avidinlere kuvvetli bir şekilde bağlanmasını sağlar. Daha sonra ilacın hücrelere, özellikle de merkezi sinir sisteminin hücrelerine verilmesi, beyin kılcal damarlarının endotel yoluyla aktif nakli ile sağlanır.

Bazı organlarda (karaciğer, akciğerler, dalak) ilaçlarla yüklü nanokonteynerlerin yüksek birikimi, bu organların doğal bariyer fonksiyonu nedeniyle spesifik hedeflemesiz bile elde edilebilir. Nanokonteyner birikimi aynı zamanda tümör mikrodamarlarının yüksek geçirgenliğine bağlı olarak tümörlerde de meydana gelir ve bu da daha büyük moleküllerin ve kandaki parçacıkların ekstravasküler hücre dışı alana kolayca geçmesine izin verir. Ancak, terapötik ajanların tümördeki ve sağlıklı dokudaki birikimindeki fark genellikle düşüktür; dolayısıyla vektörleri yüksek hassasiyetli "sihirli mermilere" dönüştürmek için yüksek oranda spesifik hedeflenmiş moleküllerin veya diğer hedefleme yöntemlerinin geliştirilmesi gereklidir.


İlaçlar için potansiyel nanokonteynerler; kusursuz bir taşıyıcı sistemi ile donatılan bu tür nanokonteynerler vektör haline gelir