Moleküllerarası etkileşim elektrostatik bir özellik taşır.
Böyle bir özelliğin varlığı, gerçek gazların ve sıvıların özelliklerini
açıklamak için ilk kez J.D. van der Waals (1873) tarafından öne sürülmüştür. Bu
terim, geniş anlamda, partiküller (moleküller, atomlar, iyonlar) arasında
kimyasal, yani iyonik, kovalent veya metalik bağların oluşumuyla sonuçlanmayan
etkileşimleri tanımlar. Diğer bir deyişle, bu etkileşimler kovalent bağlardan
daha zayıftır ve etkileşen partiküllerin elektronik yapısının önemli ölçüde
yeniden düzenlenmesine yol açmaz.
Büyük mesafelerde çekici güçler egemendir; oriyantasyon,
polarizasyon (indüksiyon) veya dispersniyon karaktere sahip olabilir. Termal
hareketin sonucu olarak ortaya çıkan partikül rotlasyonu üzerinden ortalaması
alındığında, moleküllerarası kuvvetlerin potansiyeli, mesafenin altıncı kuvveti
ile, ve iyon-dipol kuvvetlerinin (kalıcı veya indüklenmiş dipoller) dördüncü
kuvvetiyle ters orantılıdır. Küçük mesafelerde, partiküllerin elektron
kabukları arasındaki itici güçler baskındır. Özel bir durum hidrojen bağıyla
kendini gösterir; atomlar yeterince büyük etkin yükler taşıdığında daha kısa
mesafelerde meydana gelen, bir molekülün bir hidrojen atomu ile bir başka
molekülün bir elektronegatif atomu arasındaki çekici etkileşimlerdir.
Çekme ve itme arasındaki denge ile belirlenen, kondens fazda
partiküllerin paketlenmesi ve aralarındaki mesafe molekülü oluşturan atomların
van der Waals yarıçapından (iyonlar durumunda iyon yarıçapı) tahmin edilebilir;
farklı moleküllerin atomları arasındaki uzaklık, bu atomların yarıçapları
toplamını aşmamalıdır.
Molekülerarası
etkileşim kuvvetleri molekül içi çekim kuvvetlerinden daha zayıftır; ancak
moleküllerin kaynama noktası, erime noktası, yoğunluk ve füzyon entalpileri ve
buharlaşma gibi fiziksel özelliklerini belirledikleri için önemlidir.
Moleküllerarası
arası kuvvetlerin türleri: Dipol-dipol etkileşimleri, İyon-Dipol etkileşimleri,
Hidrojen Bağı, London dağılma (dispersiyon) kuvvetleridir.