İlaç taşıyıcı, bir
ilacı hedeflenmiş bir organizmaya, organa veya hücreye taşıyan bir yapıdır.
Klasik farmakoloji
ve eczacılıkta bir organizmaya tablet, damar içi enjelksiyon çözeltisi, göz
damlası, merhem, v.s., gibi ilaç uygulaması için ‘dozaj formu’ terimi
kullanılır. Biyomedikal bilim ve biyoteknolojideki ilerlemelerle ilaç
‘paketleme ve taşımada’ yeni metotlar geliştirildi; lipozomlar, nanozomlar
(nanoskala lipozom) ve nanokapsüller, çok fonksiyonlu nanopartiküller
(terepötik amaçlı magnetik nanopartiküller dahil) gibi. Yeni ve geleneksel
dozaj form tipleri, yeni teknolojilerdeki ilaçların spesifik dokulara,
hücrelere ve hatta intraselüler organellere hedeflenerek taşınması yönünden
farklıdır. Hedeflen taşıyıcının niteliği, ya aktif farmasetik bileşenin
kendisidir, veya (çoğu zaman) onu taşıyan araçtır (vektör, konteyner). Bu araç
hedef hücrelerin yüzeyindeki reseptörleri tanıyabilecek şekilde moleküllerle
modifiye edilmiştir. Klasik örnek, tümör hücreler tarafından aktif olarak
yakalanan folik asit molekülüdür. Antikorlar üniversal moleküller gibi
davranır, hedef hücrenin yüzeyini tanır.
Temel biyomedikal araştımalarla hücrelerin detaylı antijenik tanımlama
profilleri hazırlanır.
Vektörün yüzeyindeki hedef moleküller, vücudun belli bir
bölgesindeki (tümörler, inflamasyon, iskemi v.s.) istenmeyen konsantrasyona
yönelir ve bu bölgeye ilaç taşır. Geleneksel ilacın verilmesi ve vücuda
dağılımının aksine, hedefli taşıma, ilaç dozunun azaltılmasını sağlar ve
sağlıklı hücreler üzerindeki etkilerini en aza indirir (yan etkiler).
Tümörlerin agresif tedavisinde, yüksek oranda toksik kanser ilaçlarının hedefli
taşınmasının boyutu özellikle önem kazanmaktadır.
Buna ek olarak, konteynerden ilaç salınımını kontrol etmek
mümkün hale gelir. Bu nedenle konteynerler metal çekirdekli ve polimer kabuklu
ilaç maddeleri içeren nanopartikül ise, ilaç salınımı nanopartiküllerin sınırlı
bir şekilde ısıtılması ile sağlanabilir. Bu, biyolojik dokular tarafından zayıfça
absorplanan, ancak metal nanopartikülleri tarafından iyi absorbe edilen
alternatif bir magnetik alan veya yakın kızıl ötesi lazer ışınımı uygulayarak
başarılabilir.
Hedef hücreye bağlandıktan sonra vektör (ilaca sahip),
endositoz yoluyla veya hücre zarı ile vektör (lipozom) membran füzyonu
vasıtasıyla hücre tarafından yakalanabilir. Her iki durumda da ilaç hücreye
taşınır ve özel teknikler kullanılarak çekirdek, mitokondri, endoplazmik
retikulum ve diğer organelleri hedef alabilir. Hücre içi ilaç dağıtım kavramı
aktif gelişme halindedir. Konseptin uygulanmasında, proteinleri çeşitli
hücresel yapılara yönelten proteinlerin sinyal dizileri hakkında bilgi vermek
için büyük bir değer verilir. Önemli olan, bir hücrede uzun mesafelerde aktif
nakil gerçekleştiren ve ilaçlar, genler ve terapötik nanopartiküller sağlamak
için kullanılabilen motor proteinlerin anlaşılmasıdır.
Blok-kopolimerlerden yapılmış nanoskala ilaç taşıma sistemi,
örneğin, bir hidrofobik çekirdekli (ilaç ve taşıyıcının biyolojik uyumluluğunu
sağlayan bir hidrofilik kılıf içeren) moleküllerdir. Yüzeyin farklı vektörlerle
modifiye edilmesi, içerilen ilaçların hedef dokulara ve hücrelere ulaşmasını
sağlar.
Blok kopolimerlerden hazırlanan nanoskala ilaç taşıyıcı
sistemin şematik diyagramı
sistemin şematik diyagramı
4 Nisan 2018