Deoksiribonükleik Asit (deoxyribonucleic acid)

Deoksiribonükleik asit (DNA), canlı bir organizmanın gelişim ve işleyişinin genetik programını depolayan, aktaran (kuşaktan kuşağa) ileten ve uygulayan kovalent bağlı deoksiribonükleotid birimlerinden oluşan polinükleotidtir.

DNA, iki sarmal oluşturmak üzere birlikte bükülmüş iki polinükleotid strand (kordon, iplik) tarafından oluşturulur. Her strand, tekrarlanan fosforik asit artıkları ve şeker 2-deoksiriboz bloklarından meydana gelir. Dört azotlu bazdan biri (adenin, timin, guanin ve sitozin), her bloktaki deoksiriboza bağlanır. Bir DNA molekülünde, bir stranddeki azotlu bazlar diğer stranddeki azotlu bazlarla sıkı düzende eşleşir; adenin timin ile, guanin sitozin ile. Strandlerin bu etkileşimi "tamamlayıcı etkileşim" olarak adlandırılır ve bir DNA strandin yapısı hakkında bilgi, tamamlayıcı çiftinden her zaman geri-yüklenebilir (onarılabilir). Bir organizmanın genetik kodu DNA baz dizisinde kaydedilir ve tamamlayıcılık ilkesi, genetik bilginin kopyalanmasına ve nesillere aktarılmasına izin verir. Ökaryotik hücrelerde DNA, hücre çekirdeğinin kromozomlarında ve bazı hücresel organellerde (mitokondri ve plastidler) bulunur. Prokaryotlarda (bakteri ve arke) dairesel veya doğrusal bir DNA molekülü hücre membranı içine bağlanır. Prokaryotlar ve alt ökaryotlar (örn., maya) plasmidler (müstakil küçük dairesel DNA molekülleri) içerir. Tek veya çift sarmallı DNA molekülleri, DNA içeren virüslerin genomunu oluşturabilir.

1962 yılında James Watson, Francis Crick ve Maurice Wilkins, nükleik asitlerin moleküler yapısı ve canlı malzemelerde bilgi transferinde önemi ile ilgili buluşlarıyla Nobel Fizyoloji (Tıp) Ödülü aldı.

DNA nanobiyoteknolojide organik bir polimer olarak kullanılır. Örneğin, DNA çift helezonları birbirine sarılmış olarak farklı şekil ve fonksiyonlarda (DNA origami) nanoyapılara yerleştirilebilir.


DNA çift heliks: (a) sarmal (heliks) yapını ve boyutlari, (b) DNA’nın iskelet ve bazlarının kimyasal yapısı