Bir basamaklı-reaksiyonda oluşan ürünler monomerlerin
"fonksiyonalitesi" ile tanımlanırlar; yani, herbir monomer
molekülünde bulunan reaktif fonksiyonel grupların ortalama sayısı önemlidir.
Bifonksiyonel monomerler doğrusal polimerler verirler. Polifonksiyonel
monomerler bir molekülde ikiden fazla fonksiyonlu grup içerirler ve dallanmış
veya çapraz-bağlı (üç boyutlu) polimerler oluştururlar. Doğrusal ve üç-boyutlu
polimerlerin özellikleri oldukça farklıdır.
Basamaklı-polimerizasyon mekanizmasına basamaklı-büyüme polimerizasyonu da denir. Büyüme, çoğu kez
kondensasyon reaksiyonları ile, bazan da katılma reaksiyonları ile gerçekleşir.
Tablo-1(a), 1(b) ve 1(c) de bazı tipik basamaklı polimerizasyon reaksiyonları
görülmektedir.
Basamaklı-büyüme polimerizasyonunda monomer çoğunlukla
bifonksiyoneldir ve kondensasyon polimerizasyonunda olduğu gibi fonksiyonel
grupların diğer bir monomer veya bir polimer parçasıyla reaksiyona girmesiyle
birbirlerine bağlanırlar. Burada iki özel başlatıcı vardır. Çoğalan fonksiyonel
gruplar bir monofonksiyonlu molekülle veya bazı safsızlıklarla sonlanmadıkca,
polimer daima diğer bir monomerle veya polimer parçası ile reaksiyona girer.
Fonksiyonel gruplar arasındaki reaksiyonda küçük moleküller oluşuyorsa
polimerin istenilen büyüklüğe ulaşması için bunlar ortamdan uzaklaştırılır.
Basamaklı-büyüme polimerizasyonunda reaktif gruplar önceden
bulunur (zincir reaksiyonunda ise işlem sırasında oluşur), ara bileşikler,
monomerin karakteristik fonksiyonlu gruplarını içeren oldukça kararlı
bileşiklerdir.
Bu tip polimerizasyonda moleküllerin bileşmesi yavaştır.
Herhangi iki moleküler tanecik reaksiyona girebilir; polimerin büyümesi, iki
monomer arasında, bir monomer ve polimer parçası (ara ürün) arasında, veya iki
polimer parçası arasında bir seri ayrı reaksiyon basamaklarıyla ilerler.
Polimerizasyon sırasında molekül ağırlığı dimer, trimer, tetramer, v.s.,
reaksiyonları ile artar. Polimerizasyonun sonuna kadar yüksek molekül
ağırlığına erişilemez. Yüksek verim ve yüksek molekül ağırlığı için uzun zamana
gereksinim vardır. Poliester reaksiyonu basamaklı-büyüme reaksiyonuna bir
örnektir.
Bazı özel polimerizasyon reaksiyonları için başka
polimerizasyon terimleri kullanılır. Örneğin, sonlanmasız (yaşayan)
polimerizasyon, denge polimerizasyonu, Diels-Alder polimerizasyonu ve
alternatif molekül içi-molekül arası polimerizasyonu gibi.
Kantitatif dönüşümler, dolayısıyla yüksek molekül ağırlıklı
polimerler elde edilebilmesi için, her bir lokalize bölge ürünlerinin
birleşmesi gerekir. Tüm plimerizasyon reaksiyonlarında, DPn
ve reaksiyon dönüşümü p arasında, doğrusal polimerler için aşağıdaki bağıntı
yazılır.
1
DPn = ¾¾¾ (1)
1 – p
Bu basit denklem, önemli seviyede bir polimerizasyon
derecesine ulaşabilmek için basamaklı-büyüme polimerizasyonunun karşılaması
gereken koşulu gösterir. Bu sınırlayıcı denkleme göre, %95 tamamlanan
basamaklı-büyüme polimerizasyon reaksiyonu ile ortalama zincirde sadece 20 yapı
birimi bulunan bir polimer elde edilir. DPn = 20 olan
doğrusal bir polimerin ise istenilen fiziksel ve mekanik özellikler göstermesi
olanaksızdır; bunun için DPn nin en az 50 olması istenir ki
bu da %98'lik bir dönüşümü gerektirir.
Bir basamaklı-büyüme polimerizasyonu için birinci koşul
budur. Ancak fonksiyonel grupların %98'inin harcanması, ürünün %98 verimle elde
edilmesi için gerekli olan tek koşul değildir. Diğer koşulların da çok dar
sınırlar içinde gerçekleştirilmesi gerekir; bunlar fonksiyonel grupların
eşdeğer miktarlarda olması, yan reaksiyonların bulunmaması, monomerin çok saf
olması, yüksek reaksiyon hızları ve bifonksiyonel monomerlerin halka oluşumu
eğiliminde olmamalarıdır.
Polimerizasyon derecesi ve dönüşüm arasındaki bu ilişki
dışında kalan iki özel hal bulunur; bunlardan biri, yüzey-arası
polikondensasyon ile yapılan basamaklı-büyüme polimerizasyonu, diğeri ortalama
etkinliği (fonksiyonalite) 2'den büyük olan monomerlerle yapılan
polimerizasyondur. Her iki halde de düşük dönüşümlerle yüksek molekül ağırlıklı
polimerler elde edilir.
Yüzey-arası polikondensasyonlarda polimer, iki çözünmeyen
monomer çözeltisi arasındaki yüzey-arasında oluşur; bu nedenle monomerlerin
birbiriyle etkileşmeleri çok hızlı olmalıdır. Bu koşul Schotten-Baumann
reaksiyonu ile gerçekleşebilir; bir asit klorür ile aminler, alkoller ve
tiyoller gibi aktif bir hidrojen atomu içeren bir fonksiyonel grubun reaksiyonudur.
Örneğin, bir diasit klorür ile bir diamin böyle bir reaksiyon verirler. Asit
klorür, çoğunlukla bir karboksilik asit klorürdür. Fakat sülfonil klorür gibi
diğer yakın fonksiyonlu gruplar da kullanılabilir. Genellikle bu tip reaksiyon,
polimerin normal olarak bozunduğu, izomerleştiği, veya yüksek sıcaklıklarda
çapraz-bağlandığı hallerde uygulanır.
Yüzey-arası polikondensasyonlarda, polimerizasyon reaksiyonu
bir monomerin sulu fazı ile diğerinin suyla karışmayan organik fazı arasındaki
yüzey-arası yakınında oluşur; diasit klorür çoğunlukla organik fazdadır, sulu
fazda reaktif hidrojen içeren monomer ile reaksiyonda açığa çıkan asiti
nötralleştirecek bazik bir madde bulunur. iki monomerin fonksiyonlu gruplarının
reaksiyon hızı çok yüksektir ve reaksiyon difüzyon-kontrollüdür. Polimer
molekülleri büyümeye başladıktan sonra yüzey-arasına gelen her iki tip yeni
monomer birimi, polimer tabakası arasından difüzlenemeyeceğinden, süratle
polimer zincir ucu gruplarına etki ederler. Sonuçta, iki farklı monomer
molekülü yeni bir polimer zinciri başlatmak üzere birbiriyle reaksiyona giremez
ve büyüyen zincirlerin sayısı sınırlı kalır; normal basamaklı-büyüme
polimerizasyon reaksiyonunda elde edilenden daha büyük molekül ağırlıklarına
ulaşılır.
Polimerizasyon reaksiyonu difüzyon-kontrollü olduğundan iki
fazdaki iki monomerin kesin bir eşdeğer miktarına gereksinim olmaz, aynı
nedenle, monomerin saflığı da çok önemli değildir. Monomerin saflığı, sadece
zincir sonlanmasına yol açan reaktif monofonksiyonel safsızlıkların varlığında
önemlidir.
Polifonksiyonel
monomerlerin basamaklı - büyüme
polimerizasyonu için DPn ve p
arasında bir f faktörü bulunur; bu faktör ikiden fazla fonksiyonlu grup içeren
monomerlerin polimerizasyon derecesine etkisini belirtir. Fonksiyonalite
derecesi 2 olduğunda (f=2, doğrusal polimerler için) Denklem(2), Denklem(1)
şeklini alır. Fonksiyonalitenin 2'den büyük olması durumunda elde edilen
ürünler doğrusal olmaz, dallanmış veya şebeke polimerleri meydana gelir.
2
DPn = ¾¾¾ (2)
2 - p f
Denklem(2), polimerizasyon ortamında bulunan ve büyüyen
zincirde dallanma veya çapraz bağlanmaya neden olan polifonksiyonel
monomerlerin polimerin büyümesinde ne kadar etkili olduğunu gösterir. Örnegin,
iki farklı difonksiyonel monomerin (A - A ve B - B) ve trifonksiyonlu, (A A A) monomerin, basamaklı-büyüme polimerizasyonunu düşünelim;
trifonksiyonlu monomerin fonksiyonlu grupları, difonksiyonlu monomerlerden
birinin fonksiyonlu grupları ile aynıdır. A fonksiyonlu grupları içeren
orijinal monomerlerin 10 tanesine karşılık 1 tane trifonksiyonel monomer
bulunursa, f = 2.1 dir. Bu durumda %90'lık bir dönüşümde doğrusal(sıkı)
büyümede DPn 10 yerine 18 olur. Dönüşüm %95 olduğunda ise DPn
20 yerine 200 dür. Yukarıdaki denklem p ye göre yeniden düzenlenerek Denklem(3)
şeklinde yazılabilir.
2 2
p = ¾¾ = ¾¾¾ (3)
f f DPn
Bu tip sistem için, %95.2 gibi kısmen düşük bir reaksiyon
dönüşümünde, ortalama polimerizasyon derecesi sonsuz olan bir polimer oluşur.
Multifonksiyonel bir tekrar birimi içeren bir polimer
zinciri, sadece iki uç grubu bulunan zincirlere göre daha çok sayıda
reaksiyonla ve hızla büyür. Zincirdeki multifonksiyonel grupların artması
polimer zincirinin reaktivitesini yükseltir ve bu zincirin, diğer büyüyen
multifonksiyonlu zincirlerle reaksiyon olasılığını arttırır. Böyle bir polimer
molekülünün büyümesi kendi kendini hızlandıran bir reaksiyondur ve çok
hızlıdır. Polimerizasyon reaksiyonu ilerlerken büyük multifonksiyonel
moleküller, onlarca veya yüzlerce büyüyen uçları bulunan bir polimer molekülü
şeklinde birleşirler; bu çığ gibi büyüme, tüm reaksiyon karışımı, molekül
ağırlığı sonsuz olan dev bir makromolekül şebekesi içinde yerleşinceye kadar
devam eder. Bu noktada reaksiyon karışımı, düşük molekül ağırlıklı polimer
molekülleri bulunmasına rağmen, çözünmeyen ve ergimeyen, akışkanlığını yitirmiş
bir jel halindedir.
Tablo-1'de doğrusal ve şebeke yapılı tipik basamaklı-büyüme
polimerizasyon örnekleri görülmektedir. Bunların çoğu kondensasyon
polimerizasyonudur. Diizosiyanat-glikol reaksiyonu ile poliüretanların elde
edilmesi bir polikatılma reaksiyonudur; küçük bir molekül ayrılması olmaz.
GERİ (poimer kimyası)