Biyouyumluluk (biocompatibility)

Biyouyumluluk, olumsuz klinik reaksiyonlara neden olmaksızın bir malzemenin hasta bir vücuda entegre olabilmesi ve optimal terapötik etkiyi elde etmek için gereken bir hücre veya doku tepkisi uyarabilme yeteneğidir.

Geleneksel olarak bu terim, uzun süreli klinik kullanım için implante edilebilir cihazlar bağlamında kullanılır. Malzemelerin temel özelliği öncelikle, emniyetli olmasıdır; yani, kullanılan malzeme kimyasal ve biyolojik yönden inert (toksik olmayan, kanserojen olmayan, alerjik olmayan, trombojen olmayan v.s. malzemeler) olmalıdır. Bu tip malzemeler titanyum veya platin bazlı metal alaşımlar ve polietilen veya silikon bazlı polimerlerdir.

Klinik uygulamaların artan karmaşıklığı, malzemenin çevresindeki canlı dokuyu gözardı etmemesi, canlı dokuyla da belirli etkileşimlere girmesi gerektiğini göstermiştir. Etkin engraftman sağlamak için malzemenin bir dokudan istenilen tepkiyi göstermesi gerekir. Kemik oluşumunu uyarabilen kemik sübstitüe implantların seramik nanokaplamaları bu tür biyoaktif malzeme örnekleridir.

Son olarak, pek çok uygulama için güvenli bir maddenin rezorpsiyonu ve doğal bir doku ile değiştirilmesini sağlamak önemlidir. Klasik örnekler polyester dikişler ve ortopedik implantlardır. Bununla birlikte, ‘canlı olmayan’ sübstitüe (ikame) malzemeler organların yalnızca fiziksel ve mekanik özelliklerini iyileştirebilir, ancak metabolik işlevleri yerine getiremez.

Son on yılda rejeneratif tıp kavramında köklü bir değişim görülmüştür; organların sentetik malzemelerle değiştirilmesine değil, hastalıklı dokunun yenilenmesine odaklanmak. Kilit yaklaşım organı, moleküler ve mekanik sinyaller aracılığıyla spesifik hücrelerin yönlendirilmiş ve kontrollü uyarımı yoluyla onarmak olan doku mühendisliğidir. Önemli nokta, doku rejenerasyonunu başlatabilen ve devam ettirebilen, bir biyo-emilebilir (biorezorbable) ve biyoaktif matris yaratmaktır. En umut verici doku-mühendislik yapıları allojenik insan hücreleri (kök hücreleri dahil) ile biyopolimerlere (kollajen, ipek, kitosan, v.s.) dayanan matrislerdir. Pek çok matris malzemenin nanoyapıları (örneğin, hidrofobik ve hidrofilik polimerlerin nanokompozitleri veya özel fiber yapıları) onların biyolojik özelliklerini belirler.

Dokunun implanta tepkisine bağlı olarak, malzemeler dört kategoriye ayrılabilir:
·         Toksik; çevresindeki dokuyu öldürür
·         İnert; vücutta lifli bir doku ile sarılır
·         Biyoaktif; malzeme ve doku arasında bir arayüz bağ oluşur,kapsülleme minimaldir
·         Biyo-rezorpsiyon; malzeme çözünürken kademe kademe konakçı doku ile yer değiştirir; çözünme ürünleri toksik olmamalıdır

Yukarıdaki kategoriler, zehirli olanlar hariç, biyolojik olarak uyumlu malzeme sınıfına girer.


Biyouyumluluk açısından önem taşıyan malzemenin ev sahibi (hasta), malzeme ve klinik uygulaması (malzeme fonksiyonu) arasındaki etkileşim diyagramı