Biyomimetik Nanomalzemeler (biomimetic nanomaterials)

Biyomimetik nanomalzemeler (biyomimetic, biyolojik malzeme), biyomalzemelerin özelliklerini taklit eden veya biyolojik prensipler kullanılarak tasarlanan yapay nanomalzemelerdir.

Mühendisleri yeni malzemeler ve teknolojiler geliştirmeye teşvik eden biyolojik modellere ilgi, doğanın milyarlarca yıllık evrimde insan yapımı yapılardan çok daha etkili ve dayanıklı olan en uygun canlı yapıları yarattığı varsayımına dayanır. Örneğin, ‘lotus etkisi’nin incelenmesi, yani lotus yapraklarının özelliği, mikro- ve nanoyapılı yüzeye bağlı olarak ıslanma ve kirlenmeye karşı direnç göstermesi, su geçirmez boyalar ve tekstil ürünlerin geliştirilmesine yol açmıştır. Kuvveti çelik ile kıyaslanabilir polimer nanofiberler, iplikleri, eşit çapa sahip çelik telden üç kat fazla gerginliğe dayanabilen örümcek ağından esinenerek üretilmiştir. Burdok (dulavratotu)  meyvesi, yaygın olarak kullanılan kanca-ve-halka tutturucu bağlantı elemanlarının temelini oluşturan Velcro sentetik yapışkan malzeme için bir prototip haline geldi.

Pekçok biyomolekül normal yapılarda self-montaj yapabilir. Örneğin, polimerizasyon koşulları altında, kontraktil protein aktin, 7 nm kalınlığında filamentler, ve tübülin çapı 25 nm olan mikrotüpler oluşturur. Self-montaj mekanizmasını ve biyoyapıları matris olarak kullanarak, metal monotabakaların biyopolimerler üzerinde çöktürülmesiyle nanokondüktörler ve nanotüpler oluşturulabilir. Çift sarmallı DNA montajının temelini oluşturan tamamlayıcılık, yeni DNA'ya dayalı nanomalzemelerin geliştirilmesinde kullanılır.

Biyolojik moleküllerin yapısı ve fonksiyonları bilindiğinde, peptitler, lipidler ve organik polimerler dahil hibrid moleküller sentezlenebilir ve doku mühendisliği için nanoporoz kaplamalar, biyomimetik nanofiberler, biyoinorganik kompozitler geliştirebilir.

Günümüzde biyomimetik nanopartiüllerle ilgili yoğun araştırmalar yapılmaktadır. Örneğin, ferritin, bir organizmada demir taşıyan ve depolayan bir protein olup, iç çapı 8 nm olan nanokaviteler (nanoboşluklar) oluşturur. Ortalama 6 nm boyutlu demir oksit ve kobalt oksit magnetik nanopartikülleri bu nanokavitlerde kapsüllenebilir. Diğer bazı örnekler, bakteriler veya bitki biyokütle (yulaf, buğday veya yonca) içinde belirli boyutlarda ‘büyüyen’ nanopartiküllerin kullanılmasıdır. Bu biyolojik objelere metal tuzları eklenir, metaller biyokatalitik indirgenmeyle nanopartiküllere dönüşür. Bitkilerde, sulama suyuna metal tuzları ekleyerek metalik nanopartikülleri büyütme metotları geliştirilmiştir. Nanopartiküller, bitkilerin sapları ve diğer kısımlarında oluşur ve ekstrakt edilebilir. İindirgeme reaksiyonlarında proteinler, oluşan nanoparçacıkların boyutlarını belirler.

Bazı durumlarda, katalizden sorumlu peptit dizileri belirlenmiştir, bu da nanopartiküllerin in vitro gelişiminde halka peptidleri olarak kullanılmasına izin verir. Nanopartiküller ayrıca viral kabuklar (kapsidler) kullanılarak da oluşturulabilir. Viral kapsid proteinleri, Viral kapsid proteinleri, bir boşluk (virüs genomunun paketlendiği) içeren düzenli-şekilli üç-boyutlu yapılar oluşturmak üzere bir araya getirilir. Yüksek düzenlilikle kalibre edilmiş metalik nanopartiküller ve nanokompozitler hem kapsidin hem içinde ve hem de yüzeyinde montajlanabilir.

Nanopartiküllerin biyomimetik sentezi bazı avantajlara sahiptir; örneğin, nanopartiküllerin fiziksel ve kimyasal yöntemlerle üretimi ile karşılaştırıldığında, daha yumuşak koşullar altında gerçekleştirilir. Nanopartiküllerin büyük ölçekli üretiminde bu özellik, olumsuz çevresel etkileri en aza indirgemeyi mümkün kılar.


Biyomimetik naomalzemeler