Biyolojik Motorlar (biological motors)

Biyolojik motorlar (motor proteinler, moleküler motorlar), hücre hareketleri, hücreiçi taşıma ve diğer biyolojik prosesler için mekanik kuvvet üreten motor proteinler ve protein komplekslerdir.

Biyolojik motorlar motor proteinlerdir; kas kasılmaları, hücre hareketliliği ve bölünmesi, endositoz, egzositoz ve organellerin ve makromoleküllerin hücre içi taşınmasını sağlayan miyozinler, kinesinler ve dineinler gibi. Bahsedilen motor proteinler doğrusal motorlar olarak adlandırılır; bunlar, hücre iskeleti bileşenleri boyunca bir yönde hareket ederek mekanik işlevleri yerine getirirler (mikrofilamentler ‘miyozinler’ veya mikrotübüller ‘kinesinler ve dineinler’)

Lineer motorlar enerji için adenozin trifosfat (ATP) kullanır. Doğrudan veya ters hareket eden motor proteinleri genellikle farklı kuvvetler üretir. Tüm motor proteinler hücresel sistemler tarafından kontrol edilir (bu tür proteinleri aktive ve inhibe eder, ve etkileşimlerini destekler).

Bakteriler, elektrik motorunu andıran, flagellar motor kompleksi denilen döner döner bir motora sahiptir. Bu sistem flagellae'yi döndürür ve sıvıda hücre hareketliliğini sağlar. Bir başka döner motor olan ATP sentaz, tüm canlı organizmalarda bulunur. Hayvanların ve bitkilerin hücrelerinde, ATP sintaz, mitokondriyumun iç membranında entegre edilmiştir (hücresel enerji santralleri). ATP'yi sentezlemek için mitokondriyal membrandaki protonların elektrokimyasal gradyanını kullanır. Bu motorun aktivitesi reversibildir (tersine çevrilebilir), yani ATP'yi parçalayabilir ve enerjiyi mitokondriyal membranda proton gradienti oluşturmak için kullanabilir.

Özel motor proteinleri önemli mekanik kuvvetler üretir ve DNA boyunca hareket eder. Bir DNA matrisinden nükleik asitleri sentezleyen DNA ve RNA polimerazları, DNA iplikçiklerini çözen topoizomeraz, ayrıca bir viral genomun kapsid içine paketlenmesi için protein ve RNA-protein sistemleri.

Tabloda bazı biyolojik motorların mekanik parametreleri gösterilmiştir.

Biyolojik motorlar nanometre boyutlarına sahiptir ve insanlar tarafından oluşturulan makromotorlardan çok daha etkilidir. Ekolojik olarak güvenli ve biyolojik olarak uyumludur. Biyolojik motorlar, uygun genler tarafından kodlanan proteinler olduğundan, genetik mühendisliği kullanılarak gerekli özelliklere sahip olacak şekilde sentezlenebilir ve tasarlanabilirler. Biyomoleküler motorlar, nanoteknoloji için caziptir, çünkü bugün gerçekte tek mevcut nanomotorlardır (yapay nanomotorlar şu anda geliştirme aşamasındadır). Biyolojik motorların bir dezavantajı, performansı için gereken özel ortamdır, yani spesifik bir tuz bileşimi olan sıvı ortam, sıcaklık ve pH'dır. Bu, kullanımları için önemli bir sınırlandırmadır. Ancak bu gereklilikler, nanotıpta biyolojik motorların kullanımını sınırlamaz, örneğin, ‘labs-on-a cip’ (teşhis laboratuvarları), gen ve ilaç dağıtım sistemleri, biyonanoelektromekanik sistemler (bioNEMS) gibi, gelişmeleri engellemez.




(a) Myosin II bipolar filamentin şematik diyagramı, (b) kinesinin yapısı; konvensiyonal kinesin ağır zincirin N-uçunda motor alana (domain) sahiptir