Bazı reaksiyonlar bir geçiktirme reaksiyonu mekanizması
gösterirler; bir zincir taşıyıcının reaktivitasyonunu ya yavaş bir yeniden
düzenlenme veya az aktif bir madde oluşumu izler. Böyle bir mekanizma için
zincir kırılması terimi kullanılır, fakat tam doğru bir ifade değildir. Çünkü,
ölü bir polimer bir transfer veya sonlanma maddesi olarak etki ettiğinde
(halka-açılma polimerizasyonunda
görülür), DP azalmaz. Tüm bu reaksiyonlar normal zincir büyümesine engel
olduğundan (örneğin, çoğalmaya) ve istenmeyen maddeler yaratıldığından,
yukarıdaki ifade yine de doğru kabul edilir.
Aşağıdaki kısımlarda, büyüyen taneciklerle reaksiyona
girerek transfer veya sonlanmaya neden olan maddeler incelenmiştir.
Kendiliğinden Reaksiyonlar
Bir alkenil monomeri ve Brönsted asitten oluşan bir ester,
bir zincir taşıyıcıdan, bir asit unimoleküler reaksiyonla çıkarılır; örneğin,
stirenin HclO4 ile yarı katyonik polimerizasyonunda olduğu gibi.
Şüphesiz bu reaksiyon transfer reaksiyonuna mükemmel bir
örnektir. Çünkü çıkan asit hızla stirenle reaksiyon vererek yeniden ester aktif
tanecikler yaratır. Karışık stiren dimerleri, difenilfosfat esteri zincir
taşıyıcılar kullanılarak, bu yöntemle hazırlanır. CC4 de CF3COOH
ile başlatılan yarı katyonik polimerizasyondan doymamış stiren oligomerleri de
yapılabilmektedir.
M-Metil-2-izopropenilfuranın, aynı asitle oda sıcaklığında
dimerizasyonu da esterden kendiliğinden transfere bir başka örnektir.
İzobütenin HOTf ile oda sıcaklığındaki yavaş dimerizasyonu
da asit çıkışının olduğu yarıkatyonik bir işlemle gerçekleşir. Bu reaksiyon,
pekçok sistemde önemli bir zincir kopma olayıdır ve çoğalmaya göre katkısı,
polimerizasyon sıcaklığının düşmesiyle azalır. Tersine, sıcaklık yükselmesiyle
önce bir maksimuma çıkar ve sonra normal seviyesine döner.
Karşı-İyon ile Reaksiyonlar
Aşağıdaki örneklerde zincir taşıyıcı bir iyon çiftidir;
şüphesiz, serbest iyonlardan da benzer mekanizmalar meydana gelir.
Brönsted Asitleri: Brönsted asitlerinden çıkarılan
anyonlarla olan reaksiyonlar, yukarıda anlatılan kendiliğinden asit çıkarma
olayıyla aynıdır.
olası diğer transfer reaksiyonları:
Burada iki konu üzerinde durulmalıdır:
(1) Ester inaktiftir ve dolayısıyla bu reaksiyonlar gerçek
sonlanma reaksiyonlarıdır; Cl-, F- ve RCOO-
gibi yüksek nükleofilik ve küçük anyonlar durumunda olduğu gibi.
(2) Esterin kendisi bir zincir taşıyıcıdır, fakat birçok
durumda kpe << kp± dir; bu reaksiyonlar geciktirme
reaksiyonlarıdır. Her iki tip reaksiyon da denge reaksiyonu olduğundan,
sonlanma veya geciktirmenin önemli oluşu denge sabitlerinin değerlerine
bağlıdır. Bu değerler ise mekanistik faktörlerle ölçülür; bunlar; monomerin
tipi ve bazlığı, anyonun yapısı, çözücü ve sıcaklıktır. Alkenil monomerler HCl
ile monomerik klorürlerini verirler; çünkü ara iyon çiftinin yok olması çok
hızlıdır ve çoğalma olmaz. Oluşan ester tam inaktiftir ve polar çözücülerde çok
nükleofilik olefinler kullanılmadıkça denge tümüyle sağa kayar. Bu durumda bir
miktar çoğalma olur, fakat inaktif klorür oluşumu (sonlanma) nedeniyle polimer
verimi yetersizdir.
Halkalı eterler ve asetaller gibi n-verici monomerler için
de benzer gözlemler yapılmıştır. Diğer taraftan, bazı heterohalkalı bileşikler,
nükleofilik karakterlerinden dolayı, HCl ile polimerleşirler. Stiren, HclO4,
CH2Cl2, düşük sıcaklık sistemi (çok hızlı iyonik
polimerizasyonu, ester molekülleriyle çok yavaş çoğalma izler) ve stiren, H2SO4,
CH2Cl2, düşük sıcaklık sistemi (oluşan sarılmamış bisülfat
esteri monomer dönüşümü hızını azaltır), gecikme etkilerinin gözlenebildiği
örneklerdir. n-Verici monomerlerle, yukarıdaki birinci denklem bir denge
denklemidir; bu durum geçici veya tersinir sonlanma ile, veya bir başka deyişle
geciktirme terimiyle tanımlanır.
Lewis Asitleri: HX ve MtXn 'nin
kendiliğinden çıkışı ile ilgili aşağıdaki denklem yazılabilir.
Bunların oluşumu, HX ko-katalizör rolündeyse transferi,
başlama çevirimine tekrar-giren sadece MtXn ise geçiktirmeyi, her
ikisi de yeniden-başlamaya katkıda bulunmuyorsa veya oluşan Lewis asit anyonu
ile homokonjugasyon yapıyorsa sonlanmayı gösterir. n-Verici monomerlerin
bulunduğu sistemler için bu reaksiyona benzer bir eşitlik yazılamaz. Bunun
yerine aşağıdaki reaksiyonlar bilinmektedir:
Organik Lewis asitlerle başlatılan bu iki tip monomerin
polimerizasyonunda inaktif halid oluşumu aktif gruptan X- çıkşıyla
sağlanır; X- nin çıkışı, metale, oluşan halide ve katyonun
elektrofilik karakterine bağlıdır. Stiren, (C6H5)3C+
SbF6- ile kolaylıkla polimerleşir; çünkü bu
koşullardaki anyon bu tip transfer için yeteri kadar kararlıdır. Fakat, karşı
iyonun SbCl6- olması halinde düşük polimer meydana gelir.
Bunun sebebi, SbCl6- den ayrılan Cl-,
polistiril katyonunu nötralleştirir (sonlanma) ve oluşan SnCl5 kalan
anyonlarla homo-konjugasyon yapar. n-Verici monomerlerin polimerizasyonunda da
benzer bir durumla karşılaşılr. Nitekim 1,3-dioksolan-SbCl6-
sistemindeki transfer, anyonların kaybolmasının UV spektroskopisiyle izlenmesiyle
takip edilebilir.
Bir seri monomerde yapılan çalışmalara göre,
nükleofilikliğin artmasıyla, verilen bir anyonla sonlanma zayıflar. Bir monomer
için, anyonun doğasında bulunan kararlılık azaldıkça ve nükleofilikliği
arttıkca sonlanma olasılığı yükselir. Trietiloksonyum tuzlarının CH2Cl2
de değişik anyonlarla bozunması incelenmiştir.
SbF6-, PF6- dan 50 kez ve BF4-
'den 300 kez daha kararlıdır. THF 'in (pKa = - 2.1, konjuge asit) ve
1,3-dioksolanın (pKa = - 4.6 konjuge asit) polimerizasyonunda, SbF6-
ve AsF6- gibi çok kararlı ve zayıf nükleofilik anyonlar,
monomer-polimer dengesi için gerekli zaman içinde sonlanma vermezler; PF6-,
THF ile ayni şekilde davranır, fakat 1,3-dioksolan bile bir miktar sonlanma
yapar; BF4 ve SbCl6-, THF ile bir miktar
sonlanma yapar, fakat daha az nükleofilik bir monomerle yaptığı sonlanma çok
kuvvetlidir. SbCl6-, metil triiranın polimerizasyonunda
etkin bir sonlandırıcıdır, fakat gergin olmayan sülfonyum iyonlarıyla reaksiyon
vermez. Bu nedenle, "açık" onyum iyonlarında yapılan model
çalışmalar, halkalı analogları hakkında bilgi vermez.
X- in aktif merkeze göçü de, sadece inorganik
Lewis asitleriyle başlatılan (yani, doğrudan veya RX ile başlama) polimerizasyonlara
özgüdür. p-Verici monomerlerle
reaksiyon denge halinde incelenir; izobüten ve aluminyum halidlerde olduğu
gibi.
Su Ko-katalizörü: Suyun ko-katalizörlüğü ile
başlatılan alkenil monomerlerde aşağıdaki durumlar gözlenir:
Birinci reaksiyon, başlama kompleksini yeniden
oluşturduğundan, bir gerçek transfer işlemidir; bunu monomer transferinden
ayırt etmek zordur. İkinci reaksiyon klasiktir ve ko-katalizörün sonlanmayla
harcanmasını gösterir; bu durum, Lewis asitin kendiliğinden başlatma yapmadığı
veya çok yavaş başlatmada geçiktirme etkisi olduğunda ortaya çıkar. Bu tip bir
etkileşime en iyi örnek izobütenin TiCl4-H2O ile
polimerizasyonudur. Bu çalışmada üçüncü reaksiyonun gerçekleştiği de
görülmüştür. Üçüncü reaksiyonla sonlanma, izobütenin BCl3-H2O,
BCl3-ROH ve BBr3-H2O ile polimerizasyonunda
kanıtlanmıştır. Bu üç reaksiyonun relatif önemi, bir anyonun Mt-OH ın Mt-X 'e
göre heterolitik bağ enerjilerine bağlıdır.
n-Verici monomerlerin H2O ile ko-katalizörlenmiş
polimerizasyonlarında olması beklenen reaksiyonlar aşağıda verilmiştirtir.
Organohalonyum Halidler: Organohalonyum halid
başlatıcıların bulunduğu sistemlerde sonlanmanın alkilasyonla veya hidrasyonla
olduğu bilinmektedir:
Olefinlerin polimerizasyonları üzerinde yapılan çalışamalar,
makromoleküllerin bir siklopentadien veya bir vinil parçası gibi son grupları
yeğlediğini göstermiştir. (CH3CH2)3Al ve (CH3CH2)2AlCl
katalizörlerle çalışıldığında, hidrasyon alkilasyondan daha önemlidir. Bu
reaksiyonlar gerçek sonlanma reaksiyonlarıdır, çünkü yeniden oluşan
alkilaluminyum halid bir ko-katalizör olmadan tekrar başlatıcı özelliği
göstermez.
Monomer ile Reaksiyonlar:
Bu reaksiyonlar, aynı iki madde ile ilgili olduğundan diğer
bir çoğalma (kinetik) yoludur. n-Verici monomerlerde nadiren görülür, fakat p- ve n,p-verici
monomerlerin bulunduğu sistemlerde önemlidir. Aşağıda verilen örneklerde
anyonlar gösterilmemiştir.
Monomerlere proton transferi, alkenlerin katyonik
polimerizasyonunda en çok karşılaşılan transfer reaksiyonudur ve -20 0C'nin
altındaki çalışmalarda elde edilen çok düşük DP'nin de ana nedenidir.
Kendiliğinden transferlerde net kimyasal sonuç bilinmez,
fakat kinetik reaksiyonlar farklıdır ve herbir kademenin hız sabiti DP
çalışmalarından saptanabiir. Ölü bir zincirdeki (yukarıda solda) doymamışlığın
proton çıkarıldıktan sonraki konumunun ne olduğu uzun yıllar araştırılmıştır.
İzobüten için, relatif miktarı karşı iyona ve aktif taneciklerin agregasyon
durumuna bağlı olarak, iki yapı oluşur:
Aromatik olefinler durumunda, monomer transferi önce doymuş
indanilik son gruplar verir, sonra bunu elektrofiliklik sübüstitüsyon izler:
Bu işlem stirenin yarıkatyonik polimerizasyonunu tanımlar;
gerçek katyonik sistemler de ayni şekilde davranırlar.
Hidrid çıkışı ilginç fakat tartışmalı bir reaksiyondur:
Bu reaksiyon ilk defa propenin AlBr3-HBr ile
polimerizasyonunda ileri sürüldü ve tersinmez bir sonlanma reaksiyonu olduğu
düşünüldü. Çünkü allilik katyonun, çoğalan katyondan daha az reaktif olduğu ve
yeniden başlama yeteneğinin olmadığı görüşü hakimdi. Yeni çalışmalar bu
reaksiyonların gerçek sonlanma reaksiyonaları olduğunu ve oluşan allilik-tip
iyonun kararlılığının artmasıyla sonlanma hızının da arttığı sonucunu
çıkarmıştır. Bu yorum, izobütenin özel koşullardaki polimerizasyonunda
"zehirleme katsayıları" terimi ile kantitatif olarak açıklanır. Bir
diğer tartışma konusu da çalışmaların çoğunda, allilik ve hatta daha kararlı
iyonların homo ve hetero-çoğalma yapmalarıdır; izobüten ve çeşitli konjuge
dienlerin kopolimerizasyonlarında çok yüksek zehirleme katsayıları ileri
sürülmektedir.
Halka açılması polimerizasyonunda hidrid transferi için tek
bir örnek bilinmektedir, bu da halkalı asetallerdir:
Oluşan dioksolenyum iyonu iyi bir başlatıcıdır ve dolayısıyla
toplam etkileşim saf bir transfer olayıdır. Hidrid çıkarılması, zincir
taşıyıcının alkoksikarbenyum şekli ile yapılır, çünkü onyum iyonları hidrid
yakalayıcı değillerdir. Monomerlere proton transferi, n-verici monomerlerin
bulunduğu sistemlerde nadiren görülür; laktamların polimerizasyonu buna bir
örnektir. Monomere CH3+ transferiyle, fosforik asit
halkalı esterlerinin polimerizasyonunda karşılaşılır.
Polimer ile Reaksiyonlar
Polimer molekülleriyle transfer ve sonlanma reaksiyonları
çok yaygındır ve n-verici monomerler için alkenlerden daha önemlidir. Bunun
sebebi onyum iyonlarının karbenyum iyonlarından daha uzun-yaşaması ve
yürüttükleri polimerizasyonların alkenlerle sürdürülenlerden daha yavaş
olmasıdır.
Bu gerçekler ve polimer zincirlerindeki heteroatomların
yüksek nükleofilik özellikleri, molekül-arası ve molekül-içi reaksiyonları
önemli duruma getirir:
İşlemlerin ikisi de heterohalkalı monomerlerle gerçekleşir,
fakat halka büyüklüğü, heteroatomun cinsi ve substituentlerin kalabalığı ve
sayısına bağlı olarak önemli farklılıklar gösterirler. Çoğalamayan onyum iyonu,
unimoleküler (kri) veya bimoleküler(krim) reaksiyonla,
halkalı zincir taşıyıcıyı yeniden oluşturmaya yeterli değilse tipik bir
sonlanma reaksiyonu verir; bu polimerizasyona "yok edici" denir.
N-sübstitüe aziridinler, tietanlar ve azetidinler bu şekilde davranırlar. Fakat
kalabalık sübstitüentler bulunursa, sonlanma hız sabiti kt, kp
ye göre çok küçük olur ve yaşama koşulları oluşur (Tablo-1)
Tablo-1: n-Verici
Monomerlerin Çoğalmasıyla, Transfer (ktr) ve
Sonlanma (kt) Hızlarının Kıyaslanması
Sonlanma (kt) Hızlarının Kıyaslanması
Monomer
|
Çözücü
|
Karşı İyon
|
T, 0C
|
kp/kt
|
Metiltiran
|
CH2Cl2
|
çeşitli
|
0
|
8-11 M-1(a)
|
3,3-Bis
(Klorometil)oksetan
|
C6H5Cl
|
(i-C4H9)3AlH2O
|
70
|
104
|
Tietan
|
CH2Cl2
|
BF4-
|
0
|
4
|
3,3-Dimetiletan
|
CH2Cl2
|
BF4-
|
20
|
20
|
3,3-Dimetiletan
|
CH2Cl2
|
BF4-
|
20
|
320
|
1-Metilazetidin
|
CH2Cl2
|
BF4-
|
20
|
250
|
1,3,3-Trimetilazetidin
|
CH2Cl2
|
BF4-
|
78
|
~
|
1-Etilaziridin
|
C6H5NO2
|
BF4-
|
0
|
6
|
1-Benzilaziridin
|
CH2Cl2
|
BF4-
|
0
|
85
|
2-Metil-1-benzilaziridin
|
CH2Cl2
|
BF4-
|
0
|
104
|
1-t-Bütilazidiridin
|
CH2Cl2
|
BF4-
|
0
|
~ ¥
|
Trioksan
|
C6H6
|
SnCl4OH-
|
30
|
~1(b)
|
2-Metoksi-2-okso-(A)
|
yok
|
PF6-,
OTf-
|
100
|
300
|
2-Etoksi-2-okso-(A)
|
yok
|
PF6-,
OTf-
|
100
|
3000
|
2-Trimetilsiloksi-2-okso (A)
|
yok
|
PF6-,
OTf-
|
100
|
~ ¥
|
Tetrahidrofuran
|
yok
|
SbCl6-
|
20
|
~104(b)
|
(a)iyon çifti kaybolması ile ilgili unimoleküler
sonlanma, (b)kp/ktr , (c)(A) =
1,3,2-di-oksafosforinan
Makrohalkalı onyum iyonları durumunda, yüklü makrohalka
çoğalma için inaktiftir ve aktif tanecikleri kendiliğinden veya monomer ile
reaksiyonla yeniden oluşturur. Bu olay triiranlar, THF ve halkalı asetallerde
gözlenir.
Alkenil monomerleriyle çalışıldığında aktif tanecikler ve
polimer molekülleri arasındaki reaksiyonlar önemsizdir, ancak bazı özel
sistemlerde veya yüksek dönüşümlerde önem kazanır. Örnek olarak, dallanmaya yol
açan klasik bir elektrofilik aromatik sübstitüsyon reaksiyonu gösterileblir:
Buradaki halkalı yapı benzen, inden, benzofuran, furan
tiyofen veya antrasen gibi aromatik bir parçayı gösterir. Katalizörün
regenerasyonu reaksiyonunun gerçek bir transfer reaksiyonu olmasına yol açar,
fakat DP 'de bir artışa neden olur. Poliakenil aromatik monomerlerin (inden ve
kumaron gibi) bulunduğu sistemler böyle bir davranış gösterirler. Bu tip bir
reaksiyon ilk defa stirende saptanmış, bunu fenil-sübstitüe olefinler ve
anetoler izlemiştir. 2-Alkenil furanlar, C-5'ten itibaren alkilasyona karşı artan
bir eğilim gösterirler, çünkü hem monomerler ve hem de polimer sübstitüe
olabilirler. Furan halkasının ana zincire ve dallara girmesi kolaydır ve
reaksiyon bir "kopolimerizasyon" mekanizmasıyla ilerler.
Doymamış uçlu bir polimer molekülünden aktif bir taneciğin
hidrid iyonu yakalaması bir geçiktirmedir; çünkü makromoleküllerin ucunda
oluşan allilik-tip katyon, proton çıkarılmasıyla oluşan bir çift doymamış uç
grupla denge halindedir:
Bu eşitlikler, daha konjuge bir karbenyum iyonu, v.s., veren
polidoymamış polimer molekülü ile ilerleyen bir işlemin sadece ilk iki fazını
gösterir. Stiren, HClO4, CH2Cl2 sisteminde bu
işlem çoğalmaya göre fevkalade yavaştır ve ürün ancak polimerizasyonun sonunda
gözlenir. İnden için olay biraz daha hızlıdır, fakat yine de çoğalmayı önemli
derecede engelleyecek seviyede değildir. Poli(2-vinil-furan)larda hidrid-iyonu
yakalanmasını, proton-çıkarma çevrimi izler; bu reaksiyonların hızları çoğalma
ile kıyaslanabilir düzeydedir ve polimerizasyonu geciktiricidirler. Alkil vinil
eterlerin polimerizasyonu da benzer bir mekanizmayla ilerler. Burada ilave
olarak yan gruplardan alkol ayrılması kademesi vardır; polimerizasyonda
şiddetli ve değişken renkler gözlenir.
Çözücü ile Reaksiyonlar
Katyonik polimerizasyonlarda kullanılan tipik çözücülerden
alifatik hidrokarbonlar ve CCl4, CH2Cl2, CH3Cl,
C2H5Cl ve CH2ClCH2Cl transfer
reaksiyonuna nadiren, sonlanma reaksiyonlarına ise daha da az katılırlar. Diğer
taraftan aromatik çözücüler, elektrofilik sübstitüsyonla (alkilasyon) transfer
reaksiyonu verirler. Nitroalkanlar ve nitrobenzenin transfer reaksiyonuna
rastlanmamıştır, fakat polimerizasyonun Brönsted asitleri ile başlatıldığı
durumda olumsuz etkileri olduğu saptanmıştır. Bu etkileşimlerin geciktirme veya
sonlanma reaksiyonları olabileceği düşünülmektedir.
Safsızlıklar ile Reaksiyonlar
Kuvvetli nükleofilik safsızlıklar eşdeğer miktarda taneciği
öldürür. Bu sonlanma reaksiyonu, zincir taşıyıcı çok reaktif olduğunda önemli
boyutlara ulaşır. Bazı safsızlıklar alkenil monomerler için sonlandırma maddesi
(zehir) olabildiği halde bazı n-verici monomerlere etki edemezler. Safsızlık
olarak bulunan olefinler ve bazı alkil veya aralkil halidler (özellikle
bromürler ve iyodürler) çoğu kez zincir transferi olarak etki ederler.
Bilindiği gibi metal halid Lewis asitleriyle, ko-katalizör
olarak az miktarda su harcanır. Bunun dışındaki moleküllerde su, ortamın
polaritesine bağlı olarak bir transferci veya bir sonlandırıcı olarak etki eder.
Polaritenin düşük olduğu ortamlarda su molekülleri salkımları, aktif
taneciklerle etkileşim sonucu oluşan protonu sararlar ve onun yeniden-başlatma
etkisini önlerler. Daha polar ortamlarda su tek moleküller halinde bulunmayı
yeğler. Çıkarılan asitlikleri yüksek proton veya hidronyum iyonunun
yeniden-başlatma şansı fazladır. Bu yorumlar eser miktardaki kalıntı su için
geçerlidir, sistem fazla ıslaksa sonlanma reaksiyonu ağırlık kazanır.
Özel Bileşikler ile Reaksiyonlar
Özel transferci veya sonlandırıcı madde ilave edilerek
istenilen mekanistik veya yapısal hedefe ulaşmak, katyonik polimerizasyonda
başarıyla uygulanan bir yöntemdir. En eski çalışmalardan biri, stirenin
polimerizasyonunda aromatik ve heteroaromatik bileşiklerin trasfer
özellikleriyle ilgilidir. Alkilasyonla, bir aromatik uç grubu bulunan ve ktr/kp
değerleri,
anisol
> tiyofen > p-ksilen > p-kloroanisol
sırasını izleyen makromoleküller elde edilir. Son yıllarda,
alkenil furanların ve izobütenin polimerizasyonunda, furan heterohalkanın elektrofilik
sübstitüsyona yatkın olan C-5 karbonundan faydalanılmaktadır. İzobütenin
polimerizasyonunda, transfer reaksiyonu ile mono-fonksiyonlu izobüten oligomeri
elde edilir (PIB: poliizobütilen).
Kalabalık 2,6-sübstitüe fenoller, izobüten ve stirenin
polimerizasyonunda benzer reaksiyonla geciktirici etkisi yaparlar;
fenol-sonlanmalı zincirler oluşur. Halka-açılması polimerizasyonunda, çoğu kez
canlı veya yarı-canlı sistemlerle karşılaşılır. Bu durum onyum iyonlarının ve bunların
esterlerinin özel maddelerle söndürülerek kimyasal analizlerine olanak verir.
Canlı Sistemler
Bir sistemin canlı oluşu bu terimin kullanım şekline bağlı
olarak, iki şekilde tarif edilir. Canlı terimi, sonlanma ile zincir taşıyıcı
kaybı olmadığını belirtiyorsa, S kt
~0 dır ve her polimerizasyonun sonunda aynı miktar monomer ilave edildiğinde çoğalma
hızı aynı olur. Sonlanma reaksiyonlarının bulunmaması, DP'nin zamanla
büyümesini garanti etmez. Çünkü transfer reaksiyonları monomer harcanmasını
bozmadan DP yi çok etkiler. Bu tip davranışa örnek olarak stirenin HClO4ile
yarı katyonik polimerizasyonu ve kp / S
kt nin fevkalade büyük olduğu bazı halka-açılması
polimerizasyonları gösterilebilir.
Canlı terimin tanımlanmasında R1 >> Rp, S kt ~ 0 ve S ktr ~ 0 gibi daha kesin yaklaşımlar kullanılıyorsa, ilave bazı kriterlere gereksinim vardır. Bunlar, molekül-ağırlığı dağılımının kinetik monodisperstiye çok yakın olması (Mw / Mn = 1.04 gibi) ve DPn nin [monomer]/[aktif tanecik] oranına eşit olmasıdır. Bu sıkı gereksinimleri birkaç katyonik polimerizasyon karşılar; bunlara gerçek canlı sistemler denir. Dioksolan, THF ve N-t-bütilaziridin, özel koşullarda böyle ideal bir davranış gösterirler; bu durumdan bazı sübstitüe oksazolinlerin üretilmesinde ararlanılır. Vinileterler, vinilkarbazol, p-metoksistiren ve benzer izopropenil monomerler, bazı koşullarda canlı-gibi polimerler verirler. Tüm bu yüksek nükleofilik monomerlerle, I2 - HI başlatıcı ve çok düşük polaritedeki ortamlarda, dar DP dağılımları ve polimerizasyonun ilerlemesiyle artan molekül ağırlıklarına ulaşılır.
GERİ (poimer kimyası)