Katyonik Polimerizasyon; π-Verici Monomerler (π-donor monomers)

Bu grupta katyonik olarak polimerleşebilen çok sayıda monomer bulunur.

Açık-Zincirli Alifatik Alkenil Bileşikleri: Bu monomerlerdeki nükleofilik yer C = C çift bağıdır. Elektron-verici özellikli sübstitüentler p sistemin elektrofillere karşı reaktivitesini artırır; bu tip bileşikler katyonik polimerizasyon için iyi monomerlerdir. Tersine elektron-alıcı veya nükleofilik sübstitüentler çift bağın, başlatıcı elektrofil yönündeki reaktivitesini azaltır ve elektrofil ya monomer katmaz veya yanlış nükleofilik yere katar; yani katılma karbon-karbon doymamışlık yerinde değil sübstitüentte gerçekleşir.

Bu yorumlar, izobütenin katyonik polimerizasyon olabildiğini, fakat akrilatlar, vinil halojenler, esterler ve akrilonitrilin katyonik polimerizasyonda başarısızlığını açıklamaktadır; bu monomerlerde, sübstitüentler C=C çift bağının ana katılma yeri olmasını engeller.

Protonlanma ve çoğalma entalpilerine göre etilen propilenden, propilen de izobütenden daha kolay polimerleşir.

Tersine, ilk iki olefinde oluşan karbenyum iyonları çok reaktif olduklarından normal çoğalma reaksiyonlarına giremeden kompleks oligomer karışımları verirler. İzobütendeki iki metil grubunun sabitleme ve sterik etkileri çoğalma reaksiyonuna enerji yönünden öncelik sağlar. Gerçekte izobüten, alifatik olefinler içinde "iyi davranışlı" birkaç monomerden biridir; çünkü izomerizasyon olasılığı polimerizasyonu kolaylaştırır. 1,2-Disübstitüe ve trisübstitüe olefinler daha kontrollü ve kolay bir başlama gösterirler, fakat sterik kalabalık çoğalma reaksiyonunu transfere karşı zayıflatır; dolayısıyla düşük polimerizasyon dereceli ürünler elde edilir.

Halkalı Alkenil Bileşikleri: Bu gruptaki alkenler arasında siklopenten, sikloheksen ve bunların bazı türevleri sayılabilir. Elde edilen ürünler çoğu kez oligomerlerdir ve kompleks bir mekanizma gösterirler. Birkaç bisiklik olefinin de polimerizasyonu yaplmaktadır.

Aromatik Alkenil Bileşikleri: Stiren(1) ve çok sayıda türevleri katyonik polimerizasyona çok uygun monomerlerdir. Bunların karbenyum iyonlarında, halkaya bağlı karbon atomundaki pozitif yük resonansla-kararlı haldedir. Aynı karbon üzerinde metil sübstitüsyonu(2), monomerin nükleofilik özelliğini artırır ve stirenden daha kolay polimerleşmesini sağlar. Aynı karbondaki ikici sübstiüent diğer bir benzen halkası(3) ise başlama daha da kolaylaşır; çünkü oluşan karbenyum iyonu daha kararlıdır. Ancak bu durumda iki halkanın büyüklüğü çoğalmayı etkiler ve sadece bir dimer oluşabilir. Eğer metil grubu b-karbona sübstitüe olmuşsa(4) sterik engelleme ve b-metil sübstitüentin monomerin reaktivitesini azaltmasına karşın yine de polimerizasyon olur, fakat hızı ve DP si düşüktür. Stilbenlerle (cis ve trans) başlama izomerizasyonla birarada yürür; fakat sadece oligomerizasyon olur. 1,1-Difenilpropen(6) Brönsted asitleriyle karbenyumuna dönüşen ve dimerleşmeyen tek maddedir.

Trifeniletilen de benzer şekilde davranır, fakat protonlanması yavaştır. Tetrafeniletilende(7) sterik engelleme fazla olduğundan protonlanma halkalardan birinin para-konumunda gerçekleşir. Örneklenen aromatik alkenil bileşiklerinin formül leri aşağıda verilmiştir.

 

Bu yapılar kararlılığın ve sterik kalabalığın etkisini göstermektedir. Halka üzerindeki sübstitüentlerin de bir etkisi vardır. Para-konumundaki halojen veya nitro gibi elektron-alıcı gruplar vinil grubun nükleofiliğini stirene kıyasla azaltır. Tersine, elektron-verici substitüentler (CH3 veya O CH3 gibi) monomerin nüklefilik özelliğini, dolayısıyla başlatıcı olarak reaktivitesini arttırır.

İkinci bir nükleofilik merkezin varlığı pozitif bir faktördür; örneğin, p-metoksistirende etki halka yoluyla çift bağa geçirilir ve vinil grubu daha bazik bir özellik kazanır; ancak elektrofilin alkenil grubundan çok sübstitüente etki etmesi durumunda, polimerizasyon zorlaşır. Örneğin, p-siyanostirende polimerizasyon çok yavaştır ve amino asitlerde bazan başlama kademesinde sadece amonyum tuzları oluşur, çoğalma kademesi ise hiç yoktur.

İnden, asenaftalin ve 2-alkenilfuranlar kolay polimerleşebilen diğer aromatik ve heterosiklik bileşiklerdir.


Konjuge Dienler ve Trienler: Açık-zincirli konjuge dienler ve trienlerin homo ve kopolimerizasyonu üzerinde çok çalışılmıştır. Halkalı konjuge dienlerden en fazla çalışılanı da siklopentadiendir.

Konjuge Olmayan Dienler ve Polienler: Bu bileşikler arasında, çoğalma şeklinin ilginçliği nedeniyle norbornadienler dikkat çekicidir. Bu gruptaki diğer dienler, aşağıdaki gibi halkalı polimerler verirler.

 

Metilensiklo Bileşikleri: Bu grupta ilginç monomerler bulunur; mono-sikloalkanlar, bisikloalkanlar, bunların alken şekilleri ve doğal b-pienler gibi.

Asetilenik Bileşikler: Karbon-karbon üçlü bağ içeren bileşiklerin genellikle katyonik olarak polimerleşmediği bilinmektedir. Ancak asetilen ve fenilasetilenin Pd (CH3 CN)4 (BF4)2 başlatıcısıyla polimerleştiğini gösteren yayınlar bulunmaktadır.

Relatif Bazlık (Nükleofillik): -Verici monomerler için kantitatif bir bazlık sırası hazırlama yolunda çeşitli çalışmalar yapılmıştır; karbonyum iyonlarının oluşumuyla ilgili uygun termodinamik parametreler, önce gaz fazı için hesaplanır ve sonra çözeltiye adapte edilir. Kinetik bir yaklaşım, kopolimerizasyon işlemlerindeki reaktivite oranlarının saptanmasına dayanır. Bu ölçmelerden iki monomerin relatif nükleofilikleri tayin edilir.

Aşağıdaki nükleofilik sırası bazı p-verici monomerlerin reaktiviteleri hakkında kabaca fikir verebilir: p-metoksiren > 1,1-difeniletilen > a-metilstiren indenstiren > p-klorostiren > siklopentadien >pienler > izopren >bütadien > kloropren > izobüten > 2-büten > sikloheksen > propen > 1-büten.


GERİ (poimer kimyası)