Negatif yükün
konsantrasyonu, vinil ve dien polimerizasyonundaki gibi birkaç atomda
delokalize olmayıp, tek bir oksijen atomu üzerinde yoğunlaşmıştır. Bu durum
aktif merkezler arasındaki bağlanmanın daha kuvvetli olmasını sağlar. Bu
nedenle, THF'de bile küçük alkali metallerle (karşı iyonlar) aktif merkezlerin
çoğu, aktif olmayan bileşik halde bulunurlar ve polimerizasyon hızları 20 0C'de
ölçülemeyecek kadar küçülür. Karşı iyonların potasyum veya sezyum olması
durumunda bile, aktif merkezler ve monomerler arasında basit bimoleküler
reaksiyonun gözlenebilmesi için, konsantrasyonun 10-4 M'ın altında
olması gerekir.
Halkalı siloksan monomerlerin baz-katalizörlü polimerizasyonu üzerinde geniş araştırmalar yapılmıştır. Bu konudaki yayınların çoğu, D4 şeklinde tanımlanan oktametiltetrasiloksanla ilgilidir. D4, gergin olmayan bir halkalı yapıya sahiptir.
Bu tip halkalı monomerlerde olduğu gibi, doğrusal polimerin, monomerin ve diğer halkalı oligomerlerin serbest enerjileri birbirine çok yakındır. Bu nedenle, dengedeki polimerizasyon ürünü doğrusal polimer ve halkalı oligomerlerin bir karışımıdır. D4'ün oda sıcaklığında tetrahidrofuran içindeki polimerizasyonu bu yorumları gerçekler. Monomer konsantrasyonu, denge konsantrasyonu olan hacimce %18'in altında ise polimerizasyon olmaz. %50'lik bir monomer konsantrasyonunda polimerizasyon derecesi monomer/ başlatıcı oranından beklenildiği kadardır, fakat molekül ağırlığı dağılımı, monomer ve polimer anyon çiftleri arasındaki denge reaksiyonu nedeniyle genişler. Bu durum pek çok halkalı monomer için geçerlidir. Fakat üç veya dört üyeli halkalardaki sterik gerginlik polimeri monomerden daha kararlı kılar ve böyle bir sorunla karşılaşılmaz; örneğin, etilen oksit, propilen sülfür, b-propiyolakton ve b-propiyolaktam gibi. Heksametilsiklotrisiloksanda (D3) da zahiri bir halka gerginliği bulunur. Bu madde D4'den daha aktiftir ve D4'ün polimerleşemediği lityum bileşikleri ile bile polimerleşir.
Serbest anyonların ayrışması çok düşüktür (Kdiss
~10-10), bu nedenle polimerizasyona katkıları yok gibidir.
Polimerizasyon hızının arttırılması, sadece kuvvetli solvasyon yapıcı
kriptandlar ilavesiyle ayrışma sabitinin 10-6 – 10-7
seviyelerine çıkarılması, böylece serbest anyonların ve iyon çiftlerinin
polimerizasyona katkısıyla sağlanabilir. Serbest anyonların aktiflikleri,
normal olarak iyon çiftlerinden daha yüksektir, fakat oran karbanyonlar için
olandan daha düşüktür. Kriptand kompleksli çiftlerin aktiflikleri normal iyon
çiftleri kadardır (Tablo-1).
Heksametilfosforamidde (dielektrik sabiti 30) hemen hemen
tüm karşı iyonlarla kuvvetli asosiyasyon vardır; bu nedenle, sadece sezyum
karşı iyonu ile mekanizma anlaşılabilir. Buradaki iyonik disosiyasyon sabiti 5
x 105 dolayındadır ve hıza serbest anyonun katkıda bulunmasını
sağlar. İyon çifti hız sabiti, THF'de gözlenenden daha az değişir. Bu, etilen
oksit polimerizasyonunda karşılaşılan durumdur. Monomerin kendini sarması
nedeniyle, iyon çifti hızı, iyon çiftinin çevresine karşı fazla hassas değildir.
Propilen oksit anyonik mekanizmayla polimerizasyona uygun
bir monomer değildir; çünkü monomere zincir transferi reaksiyonuna girer.
Etilen sülfür uygun bir monomer olmasına karşın organik solventlerde
çözünmediğinden mekanizma çalışmalarına olanak vermez. Bu çalışmalarda
kullanılabilen tek monomer propilen sülfürdür. Büyük sülfür anyonu sistemde
aktif merkez agregatlaşmasını zorlaştırır, fakat sülfür iyonu konsantrasyonunun
THF 'de 10-3 M'den az olması ve sodyum karşı iyonu ile bu sorun
giderilebilir.
Tablo-1: Bazı
Siklik Monomerlerin Polimerizasyonu İçin İyon Çifti (kp)
ve Serbest Anyon (kp-) Çoğalma Sabitleri (M-1s-1)
Monomer-Çözücü
|
kp±, Karşi iyon iİçin
|
|||||
Li+
|
Na+
|
K+
|
Cs+
|
R4N+
|
kp-
|
|
Etilen oksit-THF, 20 0C
|
0.05
|
0.12
|
1.7
|
|||
Etilen oksit-THF, 20 0C + K
|
0.025
|
0.09
|
||||
Propilen sülfür-THF, -30 0C
|
0.0025
|
0.23
|
1.7
|
4
|
||
Propilen sülfür-THF, -30 0C
+ K |
4.9
|
8.8
|
8.7
|
|||
a-metil-a-propil-b-PPL-THF, 37 0C
|
0.53
|
~0.015
|
||||
a-metil-a-propil-b-PPL -THF, -20 0C + K
|
0.13
|
|||||
(K = kriptand), PPL = propiyolakton
|
Kıyaslanabilir koşullar altındaki polimerizasyon hızları
etilen oksitte olduğundan daha yüksektir. Bu durum kısmen iyon çifti
sabitlerinden, fakat çoğunlukla yüksek iyonik ayrışmadan ileri gelir.
Laktonlar çeşitli başlatıcılarla kolaylıkla polimerleşebilirler.
İki tip halka açılması olabilir: alkil-oksijen bölünmesi ve acil-oksijen
bölünmesi.
Monomer ve başlatıcının tipi ile bölünme noktasının
değişmesi hakkında bazı kurallar ileri sürülmüştür, ancak bunlar tüm monomer
başlatıcı ve çözücü sistemleri açıklayamamaktadır. Karboksilat tuzlarıyla
başlatılan b-propiyolakton ve a-alkil-sübstitüe türevlerinin
polimerizasyonun alkil-oksijen bölünmesiyle gerçekleştiği kabul edilmiştir;
çoğalan tanecikler karboksilat anyonlardır. Î-Kaprolakton
karboksilat tuzlarıyla polimerleşmez; alkali metal alkoksitlerle başlatılan
polimerizasyon acil-oksijen bölünmesiyle ilerler ve çoğalan alkoksit
anyonlarıyla devam eder. Bu monomerlerle, THF'de, potasyum-t-bütoksit
kullanıldığında halka-zincir dengesi hızla oluşur. Lityum-t-bütoksit
kullanıldığında denge bir kısım siklik oligomerler şeklindedir.
b-Propiolakton veya a-alkil süsbstitüentli türevlerinden tipik
canlı polimerlerin üretildiği, transfer ve sonlanma reaksiyonlarının bulunmadığı
bazı sistemler vardır; bunlarda, polimerizasyon derecesi dönüşümle doğru
orantılıdır ve son polimerizasyon derecesi, orjinal monomer başlatıcı oranına
eşittir. Bu sistemlere örnek olarak karbazil potasyum+tetraetilamonyum benzoat
(veya kriptand) (THF'de) ile başlatılan a-metil-a-propil-b-propiolakton polimerizasyonu gösterilebilir. Kompleksleşmiş
karboksilat anyonlarıyla sürdürülen polimerizasyonda, çoğalma hızına iyon ve
iyon çiftinin katkısı serbest anyona disosiyasyon reaksiyonu ile saptanır.
THF'de yapılan çalışmalar kriptand çiftlerinin serbest anyonlardan daha aktif olduğunu
göstermektedir. Bu sistemlerde monomer, çözücüden daha polar olabilir ve
katyonlarla daha kuvvetle etkileşebilir; bu özellik, sistemin vinil ve dien monomerlerinden
farkını gösterir.
Laktamlarda anyonik polimerizasyon farklı bir mekanizmayla
ilerler; monomer anyonu, üç siklik laktam grubuna etki eder. Bunu, tekrar
monomer anyonu oluşturacak şekilde, monomerle hızla protonlama işlemi izler:
Özellikle uç imid grubun bitişiğinde yan reaksiyonlar
oluşur; böylece, aktif bileşiklerin konsantrasyonu düşer. -Propiolaktamlar
düşük sıcaklıklarda ve seyreltik çözeltilerde polimerleşebildiğinden yan
reaksiyonların etkisi az olur. Ayrıca, -konumuna alkil gruplarının
sübstitüsyonu, imid kondensasyon reaksiyonlarını engelleyerek canlı sistemlere
benzer bir sistem oluştururlar.
Halkalı siloksan monomerlerin baz-katalizörlü polimerizasyonu üzerinde geniş araştırmalar yapılmıştır. Bu konudaki yayınların çoğu, D4 şeklinde tanımlanan oktametiltetrasiloksanla ilgilidir. D4, gergin olmayan bir halkalı yapıya sahiptir.
Bu tip halkalı monomerlerde olduğu gibi, doğrusal polimerin, monomerin ve diğer halkalı oligomerlerin serbest enerjileri birbirine çok yakındır. Bu nedenle, dengedeki polimerizasyon ürünü doğrusal polimer ve halkalı oligomerlerin bir karışımıdır. D4'ün oda sıcaklığında tetrahidrofuran içindeki polimerizasyonu bu yorumları gerçekler. Monomer konsantrasyonu, denge konsantrasyonu olan hacimce %18'in altında ise polimerizasyon olmaz. %50'lik bir monomer konsantrasyonunda polimerizasyon derecesi monomer/ başlatıcı oranından beklenildiği kadardır, fakat molekül ağırlığı dağılımı, monomer ve polimer anyon çiftleri arasındaki denge reaksiyonu nedeniyle genişler. Bu durum pek çok halkalı monomer için geçerlidir. Fakat üç veya dört üyeli halkalardaki sterik gerginlik polimeri monomerden daha kararlı kılar ve böyle bir sorunla karşılaşılmaz; örneğin, etilen oksit, propilen sülfür, b-propiyolakton ve b-propiyolaktam gibi. Heksametilsiklotrisiloksanda (D3) da zahiri bir halka gerginliği bulunur. Bu madde D4'den daha aktiftir ve D4'ün polimerleşemediği lityum bileşikleri ile bile polimerleşir.
Butillityum ile başlatılan D3
polimerizasyonu daha önce anlatılmıştı. Sadece
polimerizasyonun sonuna doğru halkalı oligomerlerin oluşumu başlar; saf
doğrusal polimer elde edilebilmesi için reaksiyonun, dönüşüm tamamlanmadan önce
trimetilsilil klorür ile sonlandırılması gerekir. D3'ün kendisi
polimerden daha az kararlıdır. Bu durum, polimer zincirinin aktif merkezlere
etki ederek kararlı oligomerleri yok etmesini engellemez. Tetrahidrofuranda
polimerizasyon bir kaç saat sürer; alternatif olarak çok az miktarda lityum
iyon-özel kriptand [211] ilave edilmiş silanat başlatıcılı hidrokarbon
çözeltisi kullanılır. Bu durumda polimerizasyon dakikalarla belirtilen bir
zaman içinde tamamlanır. Hızlar arasındaki bu fark, çoğunlukla lityum alkoksit
çiftlerinin, tetrahidrofuran içinde reaktif olmayan agregatlar şeklinden
birleşmesinden ileri gelir. Kompleksleşmiş iyon çiftleri benzen içinde de
birleşmemiş haldedirler. Reaksiyon karışımı 1-2 saat bekletildiğinde, yine
halkalı oligomerler oluşur. Ürünlerde D4, D5 ve D6
tanımlanabilmektedir.
GERİ (poimer kimyası)