Biyoenerji; Dünyada (bioenergy in the world)

Uzun yıllardan beri İnsanlık fosilleşmiş biyokütleden kömür olarak yararlanmaktadır. Bu fosil yakıtı, biyokütledeki şeker moleküllerinin çok yavaş ve çok uzun süren kimyasal reaksiyonlarla lignine benzer bileşiklere dönüşmesiyle oluşur. Kömürde biyokütleden daha fazla kimyasal bağlar olduğundan enerjisi daha yüksektir. Tüm fosil yakıtları (kömür, petrol, doğal gaz) çok yaşlı biyokütlelerdir; bunlar da hidrojen ve karbon içerir, ancak oluşumları için çok çok uzun zamanlara ve jeolojik olaylara gerek olduğundan yenilenebilir enerji kaynakları olarak kabul edilmezler.

Biyokütle ve fosil yakıtları arasındaki diğer önemli bir farklılık ta çevreye olan etkileridir. Bir bitki parçalandığında kimyasal bileşenlerinin çoğunu atmosfere geri verir. Oysa fosil yakıtları yerin derinliklerinde hapsedilmiştir, yanmadıkça atmosfere herhangi bir etkisi olmaz. Örneğin odun en çok bilinen bir biyokütledir, yandığında güneş ışınlarından ağacın aldığı enerjiyi geri verir.

Halen Dünya enerji tüketiminin ~%14 ünü oluşturan biyokütle geleceğin önemli yenilenebilir enerji kaynaklarından biridir. Gelişmekte olan ülkelerde tüketilen prtalama enerjinin %38 kadarı, hatta bazı ülkelerde %90’ı biyokütleden sağlanmaktadır. Biyokütlenin, gelecek yüzyıl içinde de önemli bir enerji kaynağı olma özelliğinin koruyacağı düşünülmektedir. Gelişmiş ülkelerde de biyokütle kullanımı artmaktadır; örneğin, İsveç ve Avusturya enerji tüketimlerinin %15’i biyokütle kaynaklarından sağlanmaktadır. Dünyada biyokütle enerji kaynağı kullanımı Şekil-1‘de, biyodizel üretim miktarları Şekil 2’'de gösterilmiştir.



Şekil-1: Dünyada biyokütle enerji kullanımı, 2004 yılı





Şekil 2: Yıllara göre dünya biyodizel üretim miktarları


GERİ (hampetrolden petrokimyasallara)