Polimerler; Kristalin, Morfoloji ve Düzen (morphology and order)


1. Polimer Zincirlerinin Konfigürasyonu

Konfigürasyon sözcüğü, atomların yerlerinin, primer (birincil) kimyasal bağların kırılması ve tekrar oluşturulması dışında değiştirilemediği yapıları tanımlar. Atom gruplarının tek bağlar etrafında döndürülebildiği yapılar ise "konformasyon" terimiyle tarif edilir. Polimer zincirlerinin konformasyonlarıyla ilgili olarak peşpeşe (ardıl) karbon-karbon tek bağlarının trans-gauche düzenleri ve bazı polimer kristal yapılarında görülen helikal düzenlemeler örnek olarak verilebilir. Vinil polimerlerindeki baş-baş, kuyruk-kuyruk ve baş-kuyruk yerleşimler ile 1,2 ve 1-4 katılma, cis ve trans izomerleri, asimetrik karbon atomları etrafındaki yerleşimleri kapsayan bazı stereoregüler düzenlenmeler konfigürasyona örnek olarak gösterilebilir.

Asimetrik Karbon Atomu Konfigürasyonu

Monosübstitüe olefin polimerlerinin, zincir boyunca bir dizi asimetrik karbon atomu içerdiğinin ileri sürülmesini (Staudinger, 1932), bu polimerlerin stereoregüler düzendeki sentezleri üzerindeki çeşitli kollardan yapılan çalışmalar izlemiştir. Natta'nın (1955-1959) elde ettiği poli(a-olefinler) bu tip stereoregüler polimerlerdir.

Şekil-1'de görüldüğü gibi polimer zinciri gerdirilmiş (hepsi trans) düzlemsel (planer) zikzak konformasyonda bulunduğunda, vinil polimerindeki tüm R sübstitüent grupları ana zincir düzleminin üstünde (veya altında) ise bu konfigürasyona "izotaktik" denir. Sübstitüentler sırayla, düzlemin bir üstünde bir altında yer aldığında "sindiyotaktik", rastgele yerleştiğinde de "ataktik" konfigürasyonlar oluşur.

İzotaktik ve sindiyotaktik polimerlerin sentezi çok yaygın olarak uygulanmaktadır. Poli(-olefinler), polistiren, poli(metil metakrilat) ve poli(vinil izo-bütil eter) izotaktik konfigürasyonda; poli(metil metakrilat) ve polibütadien sindiyotaktik konfigürasyonda üretilebilen tipik polimerlerdir.


              
Şekil-1: Bir vinil polimerinde, stereoregüler izotaktik, sindiyotaktik ve düzensiz ataktik konfigürasyonlar. Ana karbon-karbon zinciri gerdirilmiş planer zikzak konfigürasyondadır.


Polibütadienin sindiyotaktikliği 1,2 katılmasının oluşmasıyla gerçekleşir:


Bir polimerin izotaktik veya sindiyotaktik olması, onun kristal yapısını tayin eder. NMR spektroskopisi kristal yapı incelemelerinde çok kullanılan bir tekniktir; bununla peşpeşe yer alan monomerlerin stereoregüler konfigürasyonu saptanabilir. Örneğin, poli(metil metakrilat)taki metilen protonlarının rezonans absorbsiyonlarının incelenmesiyle sindiyotaktik (rasemik, r) ve izomerik (mezo, m) simetriler içeren iki monomerin (diadlar) sıralanma sayıları hakkında bilgi edinilir. -Metil proton rezonansı, mm, mr ve rr konfigürasyonlarındaki 3 monomerin sıralanma (triadlar) sayılarının bulunmasını sağlar. 13C-NMR kullanılarak tetradlar ve pentadların konfigürasyonları incelenebilir.

Baş-Baş, Kuyruk-Kuyruk Konfigürasyonu

Bir monomerin normal baş-kuyruk dizilişinden farklı olarak baş-baş, kuyruk-kuyruk şeklinde diziliş sıklığı ile ilgili ilk detaylı bilgiler NMR tekniğiyle elde edilmiştir. Poli(viniliden fluorür)deki triad sıralanmalar 19F-NMR ile incelenmiştir.

Karbon-Karbon Çift Bağıyla İlgili Konfigürasyonlar

Polimerizasyondan sonra herbir tekrar biriminde bir çift bağ içeren 1,3-dienlerin polimerleri, birkaç konfigürasyon gösterir. İzopren gibi bir monosübstitüe bütadien için çeşitli yapılar olasıdır. Örneğin, iki molekül izopren monomeri aşağıda verilen farklı şekillerde birleşebilir. Bu konfigürasyonları içeren bazı stereoregüler polimerlerin yapıları X-Işını difraksiyonu ve infrared spektroskopisi çalışmalarıyla aydınlatılmıştır.

Diğer Stereoregüler Konfigürasyonlar

Stereoregüler proteinler, nükleik asitler ve diğer biyolojik maddelerin yapılarında önemli bir rol oynar; deoksiribonükleik asit (DNA) çok yüksek stereoregüler çift heliks yapıda bir bileşiktir. Biyolojik olamayan pek çok stereoregüler yapıda polimerler de bilinmektedir.

Optikçe Aktif Polimerler

Biyolojik veya yapay pek çok polimer ışığın polarizasyon düzlemini döndürebilir; bunlara "optikçe aktif polimerler" denir. Basit, düşük molekül ağırlıklı bileşiklerin optikçe aktifliği asimetrik karbon atomlarının varlığıyla açıklanırsa da, polimerler için bu açıklama her zaman doğru olmayabilir. Staudinger'e (1932) göre, vinil polimerlerinde her ikinci karbon atomu asimetriktir; oysa bu polimerler moleküller arası etkileşim nedeniyle, izotaktik veya sindiyotaktik halde bile her zaman optkçe aktif değildir.

Optikçe aktif polimerler çeşitli yollardan yapılabilir. (1) Optikçe aktif monomerlerin asimetrik merkezlerinin korunmasını sağlayan polimerizasyon yöntemleri kullanılarak, (2) optikçe aktf polimerlerin içine, yan zincirlere asimetrik merkezler yerleştiren reaksiyonlarla aktiflik eklenmesiyle, (3) optikçe inaktif monomerlerin, optikçe aktif katalizörlerle stereospesifik polimerizasyonu ile (tekrar birimleri, belirli bir konfigürasyonda bir veya daha çok sayıda asimetrik karbon atomu içerirler), (4) rasemik monomer karışımlarının, seçici bir başlatıcı kullanılarak monomerlerden sadece birinin polimerleştiği polimerizasyonlarla; veya her iki monomerin de polimerleşmesi halinde birbirinden bağımsız ve birbirinden ayrılabilir dekstrorotatori ve levorotatori polimer karışımlarının elde edilebildiği polimerizasyonlarla. Optikçe aktif polimere örnek olarak 1-propilen oksitten elde edilen aşağıdaki polimerik yapı gösterilebilir.



2. Polimerlerin Kristal Yapıları

Pek çok polimer, çok sayıda fiber de dahil, kısmen kristalin yapıdadır; bu durum X-Işını difraksiyon çalışmalarıyla kesinleştirilmiştir. Kristalin polimerlerin X-Işını paternlerinde (izler) düzgün üç boyutlu bölgelerle birarada bulunan keskin şekiller yanında, sıvılara benzeyen ve moleküler düzensizlikleri tanımlanan çok girici şekiller de bulunur. Bu iki tip şeklin oluşumu, pek çok kristalin polimerde hem düzenli ve hem de düzensiz bölgelerin birarada varlığını gösterir. Bu tip polimerlerin bazı özellikleri, örneğin yoğunlukları, tümüyle kristalin ve tümüyle amorf oldukları hal için hesaplanan değerlerden farklılıklar gösterir; bu iki değer arasında bir yerde bulunur.

Moleküler yapının düzenliliği ve kristallenebilme arasında yakın bir ilişki olduğu bilinmektedir. Tipik kristalin polimerlerde moleküller, kimyasal ve geometrik olarak düzenli bir yapıdadır. Polietilende dallanmalarda veya poliizobütilen ile az miktarda izoprenin kopolimerizasyonunda (bütil kauçuğu) karşılaşılan düzensizlikler, kristalizasyonun ilerlemesini sınırlasa da oluşumunu engellemez. Tipik non-kristalin polimerlerde düzensiz yapı oluşumu baskındır; iki veya daha çok sayıda farklı monomerin önemli miktarlarda kullanıldığı kopolimerler veya ataktik polimerler bu tip yapıları içerirler.

Polimerlerde kristaliniteye stereodüzenin önemini anlayabilmek için öncelikle, polistiren ve poli(metil metakrilat) gibi bazı ataktik polimerlerdeki yan grupların büyüklükleri incelenmelidir; bu iki polimerde de yan gruplar kristallenmeyi engeller. Poli(vinil alkol) kristallenebilir, oysa bu polimerin elde edildiği poli(vinil asetat) (hidrolizle) hiçbir zaman kristallenemez. Poli(vinil alkol)ün kristal halinin izotaktik kofigürasyonda olduğu varsayıldığında, buna bağlı olarak poli(vinil asetat)ın da izotaktik yapıda olması ve büyük asetat gruplarına rağmen kristallenebilmesi beklenir.

Geçekte ise poli(vinil alkol) ataktiktir. Etilen ve vinil alkol, etilen ve tetrafluoroetilen, etilen ve karbon monoksit kopolimerleri gibi bazı düzensiz polimerler de kristallenebilir; bunların tümü benzer yapıdadır. Bu örneklerden sonra görülmektedir ki, CH2, CHOH, CF2 ve C = O grupları birbirine yakın büyüklüklerdedir ve polimerlerin stereokimyasal düzensizliklerine rağmen, benzer kristal doku içinde yer alabilirler. Diğer taraftan, klorlanmış polietilenin kristal yapıda olmaması, CH Cl grubunun oldukça büyük bir yan grup olduğunu gösterir. Po(vinil asetat)da ve benzeri diğer polimerlerdeki kristallenememe özelliği, bunların ataktik yapıları ve sübstitüent gruplarının büyüklüğünün beraberce yaptıkları etkiden dolayıdır.

Ataktik konfigürasyon ve yan grup yığılmalarının düzeni bozma etkisi, kuvvetli zincir-arası kuvvetlerle biraraya geldiğinde, polimerin yapısı kristalin ve amorf arasında bir yerlerde olur. Örnek olarak poliakrilonitril gösterilebilir; sterik ve molekül içi dipol itmeler nedeniyle katı ve düzensiz bükülmüş zincir konformasyonuyla karşılaşılır. Katı moleküler zincirler sert çubuklar gibidir; zincirler aralarında yanlamasına bir düzene sahiptir, fakat boydan boya bir düzenden yoksundurlar.

Doğrusal bir polimerde herbir polimerik zincirin iskeleti boyunca peşpeşe yer alan yapı birimleri Şekil-2'deki gibi düzgün bir yerleşim gösterirler. Böyle bir yerleşim sadece, polimerik zincirlerin rastgele konformasyon düzenine girme eğilimini yenebilecek kadar fazla molekül arası kuvvetlerin oluşması ve sürdürülmesi durumunda mümkündür. Düşük sıcaklık böyle bir düzenlenmeyi çok kolaylaştırır.



Şekil-2: Polimerlerde kristallenme düzeni. U = yapı birimi, B = kimyasal bağ


Yığın polimerlerde (çözücü veya düşük molekül ağırlıklı seyreltici bulunmadığı halde) kusursuz kristalizasyona ulaşmak olanaksızdır. Önemli derecelerde kristallenebilen polimerlere "kristallenebilen polimerler", bunların kısmen kristallenmiş haline de "yarı-kristalin hal" denir.

Bir yarı-kristalin polimerdeki kristalin bölgelerin ve polimerik zincirlerin yerleşiminin tanımlanmasına "morfoloji" (morfo = şekil, logy = bilim), veya bazan da "mikroyapı" adı verilir. Moleküler yerleşim önceleri, Şekil-3'de görülen saçaklı misel modeli (M) ile tanımlandı. Saçaklı miseller katlanmış zincir-modelini (F) verebilen yerleşimlerdir; bu şekiller pek çok durumu açıklayabilmektedir. Düzgün katlanan zincirler ince tek kristaller şeklini alırlar; bunlara "lamel" denir (Şekil-4). Bir lamelin boyutları W ~ 10000 A0 (1mm) ve T ~ 100 A0 (0.01 mm) dolayındadır; bu değerler bir katlanmış zincirde onlarca veya yüzlerce yapı birimi olduğunu ve bir lamelde binlerce molekül bulunduğunu gösterir. Şekil-3 bir polimerik zincirin sadece bir lamele ait olmadığını, lameller arasında pekçok moleküler bağlanmaların olduğunu gösterir; bunlara "lamel arası bağlar" denir.

Bir yarı kristalin polimer sadece bir lameller topluluğu değildir. Kristalizasyon işleminde (Şekil-5) bir polimer eriyiği, kristallenme sıcaklık aralığı altındaki bir sıcaklığa kadar soğutulur, oluşan ve çekirdek (N) denilen noktalar etrafında kristallenme başlar. Yarı-kristalin madde çekirdek etrafında büyüyerek "spherulitler" (S) denilen ve polarize optik mikroskopla gözlenebilen billuri kürecikler meydana gelir. Birbirine bitişik iki spherulitin bir kısmı bir polimerik zincire, diğer kısmı ikinci bir polimerik zincire ait olabilir; böylece spherulit-arası bağlar oluşur. Bu tip bağlanmalar da lamel-arası bağlanmalara benzer şekilde maddenin sıkı yapısının oluşmasında katkıda bulunur.

Kristallenme zaman-bağımlı bir işlemdir ve etkileyen faktörler sadece kristalizasyonun hızını (kinetiği) değil, aynı zamanda oluşan morfolojiyi de değiştirir. Şekil-6'da aynı polimer için saptanmış farklı morfolojiler görülmektedir. Soğutma yavaş yapılırsa birkaç büyük spherulitin bulunduğu kaba bir morfolojik yapı (C) elde edilir. Süratli soğutma işlemi, çok sayıda küçük spherulitlerin bulunduğu ince bir morfolojik yapının (F) oluşmasına yol açar. Kaba morfolojide sert, kırılgan ve geçirgenliği az olan bir madde elde edilir.

Şekil-3: Polimerlerin kristal modeli. M = saçaklı misel, F = katlanmış zincir modeli, O = düzenlenmiş bölge, K = kıvrım, T = bağlantı kısmı, E = gevşek uç.

Şekil-4: Katlanmış zincir lamel. C = polimerik zincir, T = kalınlık (~ 100 A0 veya 0.01 mm), W = genişlik (~ 10 000 A0 veya 0.0001 mm)


Şekil-5: Kristalizasyon işlemi. S = başlama, I = birinci ara kademe, I’ = ikinci ara kademe, C = tamamlanma, N = çekirdek, S = büyüyen spherulit, S = tamamen büyümüş spherulit, B = spherulit arası sınırı.


Yarı kristalin maddelerin kristallik derecelerinin saptanması için çeşitli kantitatif yöntemler geliştirilmiştir. Bunlardan en basit olanı kristalinite yoğunluk ilişkisine dayanır. Bu yöntemde yarı kristalin polimerin iki faz bölgesi olduğu varsayılır; düşük yoğunluklu (da) saf amorf faz ve yüksek yoğunluklu (dc) saf kristalin faz. Kütle dengesi, saf kristalin fazın hacim fraksiyonunun (kristalizasyon derecesi = DC denir), örneğin ölçülen d yoğunluğu ile orantılı olduğunu gösterir. Bu bağıntı Şekil-7'deki grafikte görülmektedir. Pek çok polimer için DC = 0 (veya %0) da da ve dc yoğunlukları bulunabilir.

Polimer eriyiği yük altında bulunduğu zaman kristallenme tam olarak yukarıda anlatıldığı gibi gerçekleşmez. "Hareketsiz kristallenme" denilen bu tip bir işlemde spherulitler yerine şiş kebap gibi değişik yapılar bulunabilir. Ayrıca, çekirdek oluşturucu veya plastifiyanlar gibi katkı maddeleri, kristalizasyon işlemini de morfolojisini de etkiler.

Şekil-6: Spherulit morfolojileri. C = kaba morfoloji, F = ince morfoloji, S = büyük spherulit, S’ = küçük spherulit.


Şekil-7:  Kristalinite – yoğunluk ilişkisi. A = saf amorf hal, S = sıvı kristalin hal, C = saf kristalin hal


Gerdirilmiş Zincirlere Dayanan Yapılar

Tümüyle gerdirilmiş düzlemsel zikzak konformasyondaki bir hidrokarbon zincirinin bağları minimum enerjidedir; trans konformasyon, gaucheden 3.3 kJ/mol daha az enerji gerektirir. Bu nedenle tümüyle gerdirilmiş zincir konformasyonları, zincirler üzerindeki sübstitüentlerin sterik engellemeleri olmadığı durumlarda polimer kristal yapıları için en önemli oluşumdur. Bu tip konformasyonlar polietilen, poli(vinil alkol), poli(vinil klorür) ve sindiyotaktik poli(1,2-bütadien) ile pek çok poliamid ve selülozda görülür.

Polietilen: Son gruplar dışında polietilenin ortorombik yapısındaki zincirlerin düzeni, 20-40 karbon atomu içeren doğrusal parafin hidrokarbon kristallerinde olduğu gibidir. Birim hücre, a = 7.41 A0, b = 4.94 A0 olan dikdörtgen şeklindedir; zincir tekrar aralığı c = 2.55 A0'dür ve tümüyle gerdirilmiş zikzak tekrar aralığına eşittir. Zincirlerin birbirine göre düzeni Şekil-8'de görülmektedir. Hidrojen atomlarının konumları X-Işını yöntemiyle saptanamaz (çünkü bir atomun saçma gücü, ağırlığıyla orantılıdır), fakat bağların tetrahedral ve bir C-H aralığının 1-10 A0 olduğu varsayılarak hesaplanabilir.

Diğer pek çok polimer gibi polietilen de "polimorfizm" gösterir; yani, koşullara göre birden çok kristal yapıda bulunabilme yeteneğindedir. Kristalin polietilene gerilim uygulandığında (soğuk çekme işlemi gibi) zincir yönüne dik olan birim hücrenin dikdörtgen yüzü, bir açısı b ile gösterilen (b = 107.90) bir paralelkenar şeklini alır, eksenlerin uzunlukları a = 8.09 A0 ve b = 4.79 A0 olarak değişir.


Şekil-8: Polietilenin ortorombik birim hücresinde zincirlerin düzenlenmesi


Önceden birim hücrenin merkezinde bulunan zincir, gerdirmeden sonra a ekseninin merkezine gelir; birim hücre monokliniktir. Yüksek basınçlar uygulandığında ise heksagonal yapı oluşur, tüm trans konformasyon kaybolur ve moleküller, çubuklara benzer şekilde paketlenir. Benzer yapılara, erime noktasına yakın sıcaklıklarda n-parafinlerde karşılaşılır.

Poli(vinil alkol): Poli(vinil alkol)ün kristal yapısı polietilene benzer; CH OH grupları, polietilenin yapısındaki CH2 gruplarının yerini alabilecek kadar küçüktür. Birim hücre monokliniktir; a = 7.81 A0, b = 2.52 A0 (zincir ekseni), c = 5.51 A0,  = 91042'. Zincir çiftleri birbirlerine hidrojen bağlarıyla bağlıdır.

Poli(vinil klorür): Poli(vinil klorür) düzensizlikler içeren sindiyotaktik yapı gösterir. Kristal yapısı, tekrar aralığı dört zincir karbon atomu bulunan tipik sindiyotaktik polimere benzer. Poli(1,2-bütadien)in yapısı da buna benzer, fakat karbon-karbon zincirler, yan-zincir ve komşu-zincir atomları arasındaki itmeyi azaltacak şekilde trans konformasyondan biraz sapar.

Poliamidler: Poli(heksametilen adipamid) (naylon-66), Poli(heksametilen sebakamid) (naylon-610) ve polikaprolaktam (naylon-6), birbirlerine hidrojen bağlarıyla bağlanmış tam gergin zincirlerden oluşmuşlardır; bu tip bağlanma malzemenin levha şeklini alması için gereklidir. Oluşum iki farklı yoldan gerçekleşir; dolayısıyla iki kristal modifikasyon bulunur. Bir molekülün oksijen atomları, komşu bir molekülün NH gruplarına N-H...O konumunda yer alırken aralarındaki uzaklık, hidrojen bağı oluşumu nedeniyle normalden 2.8 A0 daha kısadır. Diğer naylonlar (99, 106, 1010, 11) düzlemsel zikzak şekilden biraz sapmış zincirler içerirler.

Selüloz: Selülozun kristal yapısının ilginç bir geçmişi vardır. Önceleri tek kristal hücre birimleri kavramı üzerinde durulmuştur ve peşpeşe yer alan bu tek hücre birimleri boyunca yayılan zincirlerin varlığından söz edilmiştir. Daha sonraki çalışmalar, kristal yapının iki selüloz biriminin oluşturduğu tekrar birimlerinden meydana geldiğini göstermiştir. Tekrar birimleri, zincirin zıt uçlarında oluşan birimlerdeki –CH2 OH yan zincirlerle 1,4 bağlantısı yapmıştır. Kristal yapılı selülozlarda, bu zincirler birbirinden az farklılıklarla paketlenmiştir ve çok değişik özellikler gözlenebilir.

Tümüyle Gerdirilmiş Zincirlerden Sapmalar

Poliesterler: Alifatik poliesterlerin çoğunda ve poli(etilen tereftalat)da, C - O bağı etradında dönme nedeniyle polimer zincirleri kısalır, dolayısıyla sıkışık bir paketlenme gözlenir. Sonuçta ana zincirler düzlemsel yapıdan sapar. Yine de poli(etilen tereftalat)daki CO - C6H4 - CO grubu, rezonans gereği düzlemsel bir konumdadır.

Poliizoprenler ve Polikloroprenler: İzopren ve kloropren polimerlerinde tüm cis ve trans konfigirasyonlarda 1,4 katılması hakimdir. Doğal kauçuk cis-1,4-poliizopren, gutta-percha ise trans-1,4-poliizoprendir. Bu polimerlerin hepsi benzer kristal yapılar gösterirler; farklılık, trans polimerlerdeki tekrar birimlerin bir monomer, cis polimerlerdekinin ise iki monomere karşılık gelmesidir. Trans-1,4-poliizoprennin (gutta-percha) tekrar mesafesi 4.72-4.77 A0 aralığında olup tümüyle gerdirlmiş benzer bir zincir için olan mesafeden (5.04 A0) daha kısadır. Doğal kauçuğun (cis-poliizopren) yapısı gutta perchaya benzer, ancak cis konfigürasyon nedeniyle tekrar mesafesi daha uzundur. Zincir, tek bağın bulunduğu düzlemin biraz dışında, fakat çift bağın etrafındaki düzlemin içindedir; gözlenen tekrar mesafesi 8.1 A0 olup karşılığı olan gerdirilmiş halden (10.08 A0) daha kısadır.

Polipeptidler: Yün ve ipek gibi doğal fiberleri (lifler) içeren proteinler, düzlemsel yapıda uzun polipeptid zincirler şeklinde bağlanmış olan amino asitlerdir. Bu tip polimer zincirleri iki farklı kristal yapısı gösterirler; R=amino asit zincirini göstermek üzere aşağıdaki formül yazılabilir.


Bu yapılardan biri b-keratin yapısıdır; polipeptid zincirleri, hidrojen bağları boyunca levhalar şeklinde yerleşmiştir ve gergindir. Levhalar (tabakalar) tam düzlemsel değildir; buna "dalgacıklı" denir. Levhalar içindeki zincirlerin düzen farklılıkları çeşitli yapı tarifleriyle anlatılır; antiparalel zincirler, dalgacıklı vs.,gibi.

Helikal (Sarmal) Yapı

Kalabalık grupları olan polimerler, kristalin fazda çoğunlukla helikal konformasyonda bulunduklarından, zincir boyunca birbirlerine yakın mesafelerde yer alırlar. Bu durum zincir bağlarında önemli bir bozulma (gerilme gibi) olmaksızın gerçekleşir. İzotaktik polimerlerin çoğu (1,1-disübstitüe etilenlerden elde edilen izobütilen gibi bir polimerde olduğu gibi) bu sınıflamada yer alır. Diğer ilginç helikal yapılara politetrafluoroetilen ve a-keratin örnekleri verilebilir.

Sıvı Kristal Polimerler (LCP)

Mekanik ve ısıl özellikleri yüksek olan polimerlerdeki moleküler diziliş, geleneksel kristal polimerlerden farklıdır. Bunlara, genellikle, "sıvı kristal polimerler" denir. Moleküller sıvı haldeyken normal olarak düzensizdirler. Bazı düşük-molekül ağırlıklı sıvılar, özel koşullar altında, düzenli bölgeler oluşturabilme özelliğindedirler. Bu özellikten yararlanılarak elektronik aletlerde sıvı kristal ekranlar (LCD) geliştirilmiştir. Polimerik sıvı kristaller esas olarak sert polimerik zincirlerden oluşur; bunlar, aromatik poliamidler ve poliesterler gibi, aromatik halkalar içeren polimerlerden yapılır.

Sıvı kristal-olabilen polimerler lyotropik ve termotropik olarak iki tip altında toplanır. Lyotropik tiplerde sıvı-kristal oluşumu uygun bir çözücü içindeki bir polimer çözeltisinde gerçekleştirilir. Bu işleme "ıslak" işlem denir (fiber üretimi). İlk ticari sıvı-kristal polimeri Kelvar (Du Pont), bu tipe uygun bir aromatik poliamiddir. Termotropik tipte sıvı kristal oluşumu, eriyik haldeki polimeri soğutup kurutarak elde edilir; polimerin ısıl kararlılığı yeterli ise işlem geleneksel termoplastiklerin üretim yöntemine benzer. Aromatik poliesterler olan Exxcel (Carborundum), Xydar (Dartco) ve Vectra (Celanese) ilk üretilen termotropik LCP'lerdir.

Bir termotropik-tip sıvı-kristal olabilen polimer eriyik haldeyken (düzensiz, berrak sıvı) soğutulduğunda, eriyik içinde sıvı kristaller (mezofaz) meydana gelirken, T<MV>c dolayında bir değişmeye uğrar ve eriyik bulanık bir görünüm alır. Bu durum, yüksek derecede bir moleküler dizilişin (anizotropi) sonucudur. Sıvı kristaller birkaç tiptir; nematik, smestik ve klorestik. En çok bulunan nematik tiptir. Bundaki bölgeler, aralarında zayıf molekül-arası çekimler olan  düzgün  yığılmış paralel düz (çubuk gibi) moleküller veya moleküler parçalardır (Şekil-9). Bu fibere benzer bölgeler, bir işlemle, kolaylıkla aynı yönde düzenlenebilirler.

Daha fazla soğutma maddenin katılaşmasına neden olur, Tm sıcaklığında molekül-arası çekim kuvvetleri artarak çok küçük kristaller meydana gelir. Sıvı kristal polimerlerin saptanabilen bir camsı geçiş sıcaklıkları (Tg) vardır. Aromatik poliesterler için Tg~100 ve Tm >>200 0C'dır. Sıvı kristal polimerlerin TM-TC bölgesindeki viskoziteleri çok düşüktür ve katılaşırken büzülmesi (shrink) çok azdır; yüksek ısıya ve kimyasal maddelere dayanıklılık yanında bu özelliklerin de bulunması, sıvı kristal polimerlerin küçük ve hassas parçaların üretiminde aranan bir polimer olmasının nedenleridir. Düzenlenme derecesi çok yüksek olan sıvı kristal polimerlerin moleküler düzenlenme yönündeki mekanik özellikleri önemli derecede artar; erimiş haldeki bir örneğin modülü ~15 Gpa (~2Mpsi)'dan ~100 Gpa (~15Mpsi)'a, çekme gerilimi ~200 MPa (~30 kpsi)'dan ~350 Mpa (~50 kpsi)'a yükselir.



Şekil-9: Sıvı kristal polimer morfolojisi. N =  nematik mezofaz, U = düzenlenmemiş bölgeler, O = düzenlenmiş bölgeler, D = bölge, C = polimerik molekül


GERİ (poimer kimyası)