Polimerizasyon (polymerization)

Çok sayıdaki aynı veya farklı monomerlerin bir kimyasal işlemle birbirleriyle birleşerek uzun zincirler oluşturmasına "polimerizasyon" denir.

Ticari polimerlerin çoğunda ortalama molekül ağırlığı 104-7 arasındadır. Polimer, bir molekül ağırlıkları dağılımı gösteren makromoleküller karışımıdır. Bunların erimiş hallerinin ve çözeltilerinin viskoziteleri oldukça yüksektir. Polimerizasyon reaksiyonu ekzotermik olduğundan izotermal koşulları sürdürebilmek için çıkan ısının ortamdan uzaklaştırılması gerekir.


1. Polimerizasyonların Sınıflandırılması

Polimerler, üretim yöntemlerine ve kullanıcıların ilgi alanlarına göre çeşitli şekillerde sınıflandırılabilir; örneğin, organik kimyacılar polimer zincirlerindeki atomların dizilişleriyle ilgilenirken; yapısal mühendislik için polimerin gerilme kuvveti ve yoğunluğu önemlidir.; sınıflandırmada uygulanabilecek tek bir sistem yoktur; bu bölümde bazı sınıflandırmalar kısaca tanımlanmıştır.

(a) Polimerizasyon Mekanizmasına Göre

Polimerizasyonun mekanizmasına göre sınıflandırılması avantajlı bir yöntemdir; çünkü, bu tip sınıflandırmada reaksiyon hızları ve polimerlerin molekül ağırlıkları ile ilgili önemli bilgiler edinilebilir.

Polimerizasyonlar bağ-oluşum mekanizmasına göre iki temel sınıfa ayrılır: (1) basamaklı-büyüme reaksiyonu polimerizasyonu, (2) zincir-büyüme reaksiyonu polimerizasyonu; bunlar da, monomerlerin yapısına ve polimerizasyon koşullarına göre çeşitli alt gruplara ayrılırlar.

Basamaklı-reaksiyon polimerizasyon mekanizmaları altı grupta toplanabilir:

1. Karbonil katılma-ayrılma reaksiyonları : Doğrudan reaksiyon, moleküller arası alışveriş reaksiyonu, asit klorür veya asit anhidrid reaksiyonu, yüzey-arası kondensasyon reaksiyonu, halka ve zincir oluşumu reaksiyonu.
2. Karbonil katılma-sübstitüsyon reaksiyonları.
3. Nükleofilik sübstitüsyon reaksiyonları.
4. Çifte-bağ katılma reaksiyonları.
5. Serbest-radikal bağlanmasıi
6. Aromatik elektrofilik-sübstitüsyon reaksiyonları.
Bu reaksiyonların detayları, Bölüm-3'te anlatılmıştır.

Zincir-reaksiyonu polimerizasyon reaksiyonları ise genel olarak dört grupta toplanabilir:

1. Radikal-zincir reaksiyonları (bak: Bölüm-4).
2. İyonik-zincir reaksiyonları (anyonik-polimerizasyon, bak: Bölüm-5), katyonik-polimerizasyon, bak: Bölüm-6).
3. Kopolimerizasyon reaksiyonları (bak: Bölüm-7).
4. Stereospesifik polimerizasyon reaksiyonları (bak: Bölüm-8).

Basamaklı-Reaksiyon ve Zincir-Reaksiyonu Polimerizasyonlarının Kıyaslaması

Polimerizasyonda büyük moleküllerin elde edilmesi için gerekli zaman basamaklı ve zincir-reaksiyonu polimerizasyonlarında farklıdır.

Basamaklı polimerizasyonda iki farklı bifonksiyonel monomer bulunur, bunların X ve Y grupları içerdikleri kabul edilirse, polimerizasyon aşağıdaki genel denklemle gösterilebilir.

n X – X + n Y – Y ¾® (– X – XY – Y –)n

X ve Y grupları arasında XY fonksiyonel birimi oluşur. Poliamidler, poliesterler, poliüretanlar, polisülfürler ve polisiloksanlar basamaklı-reaksiyon polimerizasyonuna örnektir. Poliesterlerde X ve Y, sırasıyla OH ve COOH, XY ester bağlantısıdır.

Basamaklı-reaksiyon polimerizasyonu, X ve Y grupları arasında dimer, trimer, tetramer,..., ve polimer moleküllerine (50-100 kadar monomer içerir) kadar basamaklı reaksiyonlarla ilerler. Oluşan herbir büyük molekül, bir sonraki reaksiyon için, küçük moleküllerle yarış edebilecek aktifliktedir. Polimerizasyon süresince iki farklı fonksiyonel grubu bulunan herhangi iki moleküler tanecik birbiriyle reaksiyona girebilir. Moleküllerin ortalama büyüklükleri, dönüşümle orantılı olarak yavaş yavaş artar ve reaksiyonun sonuna kadar (yani çok yüksek dönüşümlere kadar) yüksek molekül ağırlıklı polimer elde edilemez. Ortalama polimerizasyon derecesi, herbir polimer molekülündeki monomer birimlerinin ortalama sayısı olarak tanımlanır; bu değer %90, %95, %98 ve %99 dönüşümlerde, sırasıyla 10, 20, 50 ve 100'dür.

Zincir-reaksiyonu polimerizasyonunda ise büyük moleküller, reaksiyon başladıktan hemen sonra, (dönüşümlerin henüz düşük olduğu zaman) oluşur. Zincir polimerizasyonunda bir başlatıcıya gereksinim vardır; bu madde reaktif merkezli bir başlatıcı (R*) meydana getirir. Reaktif merkez bir serbest radikal, katyon, anyon veya organometalik kompleks olabilir. Reaktif merkez bir zincir reaksiyonu ile peşpeşe çok sayıda monomerin katılmasıyla çoğalır. Bu çoğalma işlemi çok hızlıdır, 1 saniye kadar bir sürede yüzlerce monomer katılması olur. Bu zaman aralığı reaktif merkezin tipine, monomere, sıcaklığa ve diğer koşullara göre değişir.

Zincir-polimerizasyonun en tipik örneği karbon-karbon çift bağı içeren monomerlerdir. Tüm reaksiyon aşağıdaki genel denklemle gösterilebilir.


Reaktif merkezin herhangi bir sonlanma reaksiyonu ile bozulmasıyla polimer zincirinin büyümesi durur. Sonlanma reaksiyonlarının ilerleyişi, aktif merkezin bir radikal, bir anyon, bir katyon veya bir organometalik kompleksi olmasına bağlı olarak değişir. Yukarıdaki denklemde son üründe sadece tekrarlanan birim (yapı birimi) gösterilmiştir. Son gruplar, polimerizasyondaki başlama ve sonlanma reaksiyonlarına göre farklı olur.

Zincir-reaksiyonu polimerizasyonunun hızı, basamaklı-polimerizasyon hızından fazla değildir. Basamaklı-polimerizasyonda, monomerin tükendiği andaki ortalama hız, zincir reaksiyonundaki hız kadar veya daha büyüktür. İki polimerizasyon arasındaki karakteristik fark, polimerin molekül ağırlığı ve % dönüşüm arasındaki ilişkidir. Zincir reaksiyonu polimerizasyonunda, tüm dönüşümlerde, yüksek molekül ağırlıklı polimer molekülleri bulunur. Basamaklı-reaksiyonda herhangi iki moleküler tanecik reaksiyona girerken, zincir-reaksiyonunda monomerler sadece çoğalan reaktif merkezlerle reaksiyon verirler; polimerizasyonun herhangi bir anında sistemde monomer, sonlanmış polimer ve çoğalan zincirler bulunur. Dönüşüm yüzdesi arttıkça polimer moleküllerinin sayısı artar, fakat molekül ağırlığı değişmez. "Canlı" polimerlerin durumu özel bir haldir.

Zincir-reaksiyonu polimerizasyonda büyüme hızlıdır ve yüksek molekül ağırlıklı polimere çok kısa zamanda erişilir, dört farklı tip reaksiyon bulunur; bunlar, başlama, çoğalma. sonlanma ve zincir transferi reaksiyonlarıdır. Oysa basamaklı-polimerizasyonunda polimerin büyümesi oldukça yavaştır, büyük polimer zincirlerinin oluşması uzun zaman alır ve sadece bir tip reaksiyon vardır; reaksiyonlar aynı temel mekanizmaya göre gerçekleşir. Şekil-1 ve 2'de basamaklı ve zincir-reaksiyonu polimerizasyonunun tanımlanması yapılmıştır.

Şekil-1'de basamaklı-reaksiyonda küçük bir polimerizasyon bölgesindeki reaksiyonların şematik görünüşü verilmiştir. Reaksiyonun her bir noktasında üründeki tüm moleküllerin polimerizasyon derecesi sayı-ortalaması DPn ile gösterilmiştir. M'nin alt sayıları o molekülün polimerizasyon derecesini gösterir; örneğin, M1 bir monomer, M4 bir tetramerdir. Şekil-1'deki reaksiyon dönüşümü, o andaki reaksiyon aşamasında bulunan (kalan) moleküllerin orijinal sayısının yüzdesine eşittir, fakat molekülün büyüklüğüne bağlı değildir.

Kalan herbir molekül sadece iki uç fonksiyonel grup içerir; her reaksiyonda, kesikli çizgilerle gösterildiği gibi, bu iki uç gruplar harcanır. Polimerlerin rasgele büyümesi moleküler büyüklüğü kademeli olarak artırır. Fonksiyonel grupların % 50'si reaksiyona girdiğinde kalan moleküllerin ortalama polimerizasyon derecesi sadece ikiye eşittir. Reaksiyon % 75 tamamlandığı zaman ortalama polimerizasyon derecesi 4 olur. Bu basit şematik tanımlama, monomer konsantrasyonunun yüksek olduğu bir bölgeyi gösterir; bu durumda ulaşılabilecek en yüksek polimerizasyon derecesi 16'dır (dönüşüm % 93.75) de). Burada molekül-içi halka-oluşumu reaksiyonlarının olmadığı varsayılmıştır.

Oysa politiyoglikolidin ditiyoglikolidden elde edilmesi bir halka-açılma reaksiyonudur ve ilave edilen kuvvetli bir B bazının katalizör etkisiyle başlar (Şekil-2). Baz, başlama basamağında ditiyoglikolid ile reaksiyona girerek reaktif merkaptid anyonunu oluşturur. Bu anyon süratle diğer siklik monomer birimlere etki ederek peşpeşe reaktif tanecikler yaratır; polimer molekülü zincir reaksiyonlarıyla hızla büyür.



Şekil-1: Basamaklı reaksiyon polimerizasyonunun 
şematik olarak tanımlanması


Şekil-2: Zincir reaksiyonu polimerizasyonunun 
şematik olarak tanımlanması


(b) Stökiyometriye Göre

Polimerizasyonun klasik sınıflandırılması stökiyömetriye dayanır. Katılma polimerizasyonu IUPAC'a göre, "tekrarlanan bir katılma işlemi ile sürdürülen polimerizasyon" olarak tarif edilir. Katılma polimerizasyonunda monomer birimleri birbirine eklenir ve büyüyen zincir monomerlerdeki tüm atomların toplamıdır. Bu toplam katılma polimerizasyonunu kondensasyon polimerizasyonundan ayırır; ikinci halde monomer polimerler içinde birleşirken su, hidrojen klorür veya amonyak gibi küçük bir molekül ayrılır.

Bu durumda katılmayla elde edilen polimerlerin ağırlığı monomer birimleri ağırlıkları toplamına eşit olurken, kondensasyonla elde edilen polimerlerin ağırlığı, monomerlerin ağırlıkları toplamından biraz daha küçüktür.

"Katılma" ve "kondensasyon" terimleri reaksiyonun sadece stökiyömetrik anlamını belirtir; yani, reaksiyonda su gibi küçük bir molekülün ayrılıp ayrılmadığını gösterir, fakat reaksiyonun mekanizmasını tanımlamaz. Zincir-reaksiyonu ve basamaklı-reaksiyon terimleri ise reaksiyonun mekanizmasını tarif eder.

Kondensasyon polimerizasyonu, basit moleküllerin ayrılmasıyla gerçekleştirilen kondensasyon işlemleriyle yapılır (IUPAC); oluşan ürünlere kondensasyon polimeri denir. Monofonksiyonel monomerlerin basit kondensasyon reaksiyonlarından esterler ve amidler, difonksiyonel asitler ve difonksiyonel alkol veya aminlerin reaksiyonlarından poliesterler ve poliamidler elde edilir; örneğin, poliester reaksiyonu,


Kondensasyon reaksiyonlarında çoğu kez su çıkar. Amonyak, hidrojen klorür, karbon dioksit, nitrojen, metanol, v.s. de polikondensasyon reaksiyonlarından çıkan küçük moleküllerdir. Tablo-1'de bazı kondensasyon polimerlerinin adları ve reaksiyonlarda oluşan küçük moleküllü yan-ürünler gösterilmiştir.

Polimerizasyon reaksiyonlarının "katılma" veya "kondensasyon" şeklinde sınıflandırılması, 1929'da Carothers ile başlatıldı. Flory ve Mark bu sınıflandırmanın zincir-büyüme veya basamaklı-büyüme polimerizasyonları terimleriyle yapılmasının daha yararlı ve daha az belirsiz olacağını ileri sürdüler.

Katılma polimerizasyonlarının pek çoğu zincir-büyümesi mekanizmasıyla ilerler, pek çok kondensasyon polimerizasyonu da basamaklı-polimerizasyon mekanizmasına göre oluşur. Ancak, reaksiyonda küçük bir molekülün ayrılmadığı kondensasyon polimerleri de vardır; bunlar için basamaklı-polimerizasyon teriminin kullanılması doğru olmaz.


Tablo-1: Bazı Kondensasyon Polimerleri

Polimer
Monomer Birimleri
Yan Ürün Molekülü
Amino reçinesi
Üre veya Melamin + Formaldehit
H2O
Epoksi reçinesi
Epiklorhidrin + Bisfenol A
HCl
Furan polimeri
Furfuril alkol
H2O
Poliasetal
Dialdehit + Dialkol
H2O
Poli(alkilen sülfür)
Alkil bromür + Potasyum sülfür
KBr
Poliamid
Diasit + Diamin
H2O
Poliamin
Diamin + Dihalojen
HCl
Poliaminotriazol
Dinitril + Hidrazin
H2
Polianhidrid
Diasit
H2O
Polikarbonat
Diol + Fosgen
HCl
Polihidrazin
Fenil Diester + Dihidrazin
C6H5OH
Poliimid
Tetrasit + Diamin
H2O
Polikinoksalin
Tetrakarbonil + Diamin
H2O
Polisakkarit
Monosakkarit
H2O
Polisülfür
Dihalojen + Polisülfür
Na2SX
Poliüre
Diamin + Fosgen
HCl
Protein
Diaminoasit
H2O
Silikon
Dihaloalkilsilan + Su
HCl


Örneğin, laktamların halka açılması polimerizasyonu, tanıma göre bir katılma polimerizasyonudur, oysa bu polimerler, aynı amino asitlerin kondensasyon polimerizasyonunda olduğu gibi elde edilirler; her ikisi de mekanizma yönünden basamaklı-büyüme polimerizasyonunu izler.

(c) Çoğalan Taneciklerin Yapısına Göre

Çoğalmadaki aktif merkezin kimyasal yapısı özellikle vinil polimerizasyonu için diğer bir sınıflandırma şeması çıkarır. Buna göre, polimerizasyonlar iyonik, radikal, v.s., şeklinde sınıflandırılır. İyonik reaksiyonlar da kendi içinde anyonik, katyonik ve melez iyonik polimerizasyon olarak ayrılır. Yük transfer kompleksleri çoğalan bir başka tanecikler grubudur. Koordinasyon polimerizasyonu da çok bilinen bir reaksiyon türüdür; çoğalma basamağında koordine bağlanmayla bir kompleks oluşur. Bu tip polimerizasyona ekleme polimerizasyonu denilmesi daha uygundur. Ziegler-Natta katalizörleriyle yapılan polimerizasyon ise tipik bir haldir. Çoğalma basamağı polimerin stereoregülaritesini etkiliyorsa, reaksiyona stereopesifik polimerizasyon denir.

(d) Başlama Yöntemine Göre

Uygulanan polimerizasyon yönteminin başlama reaksiyonuna olan etkisine göre polimerizasyonlar katalizörlü, ısıl, enzimatik, elektrokimyasal, mekanokimyasal ve ışınla-etkilenen olmak üzere çeşitli sınıflara ayrılırlar. Başlamada plazma hal de kullanılabilir. Katalizör sözcüğü başlama reaksiyonları için fazla kullanılmaz. Gerçek katalizörler ve başlatıcılar arasındaki fark bilinmelidir; başlatıcılar, polimer molekülü içindedirler veya başka bir deyişle reaksiyon sırasında harcanırlar. Eğer bir foton kaynağı kullanılıyorsa, kimyasal başlatıcılar olsun veya olmasın, fotopolimerizasyon denir.

(e) Reaksiyon Ortamına Göre

Reaksiyonun yapıldığı ortama göre polimerizasyonların davranışında önemli pratik ve çoğunlukla da teorik farklılıklar bulunur. Bu nedenle, polimerizasyon ortamına göre yapılan sınıflandırma çok kullanılır. Sanayi uygulamalarda dört polimerizasyon yöntemi kullanılır. Bunlar, kütle, çözelti, süspansiyon ve emülsiyondur. Yüzeyarası ve katı-hal polimerizasyonları da sınırlı olarak uygulanmaktadır. Polimerizasyonlar, ham maddelerin ve ürünün çözünürlüğüne göre homojen veya heterojen olarak da tanımlanır.

Polimerlerin laboratuvarda üretilmesi için çeşitli yöntemler kullanılmaktadır. Bu çalışmalarla, monomer tiplerinin davranışları, reaksiyon mekanizmaları ve elde edilen polimerlerin özellikleri incelenir. Polimerlerin pek çoğu kütle polimerizasyonu (monomerin doğrudan polimere dönüştürülmesi) yöntemiyle üretilebildiği halde, reaksiyon ısısının çok yüksek olması, yüksek erimiş hal viskozitesi ve polimerin istenilen son fiziksel hali gibi nedenler, araştırmacıları yukarıdaki diğer yöntemleri de geliştirmeye yöneltmiştir.

Kütle Polimerizasyonu: Kütle polimerizasyonunda reaksiyon ortamında sadece monomer bulunur, solventler ve süspansiyon yapan sıvılar yoktur. Şarj, az miktarda katkı maddesi ile sadece monomerdir. Kütle polimerizasyonların çoğunda polimerizasyon başlatıcısı monomerde çözünür. Ancak, etilenin gaz fazında polimerizasyonu ile elde edilen yüksek yoğunluklu polietilen (YYPE) üretiminde olduğu gibi, monomerde çözünmeyen katı katalizörlerin kullanıldığı kütle polimerizasyonları da vardır.

Kütle polimerizasyonunda polimer konsantrasyonu ve molekül ağırlığı arttıkça ortamın viskozitesi artar, karıştırma verimi ve ısı-transfer hızı azalır. Dönüşüm miktarının sınırlı tutulduğu kütle polimerizasyonlarında, reaktör içeriği ikinci bir kaba aktarılarak dönüşüm tamamlatılır veya fazla monomer ayrılır.

Bazı kütle polimerizasyonlarında aşırı ısınmayı önlemek ve polimerizasyonun başlamasını kontrol edebilmek amacıyla başlangıç şarjına inert bir çözücü ilave edilir; ancak daha sonra çözücünün yerine yavaş yavaş standart şarj geçirilir. Bazı kütle polimerizasyonları bir çözelti polimerizasyonu gibi başlatılabilir. Örneğin, poli(heksametilenadipamid) (naylon 66) sulu bir çözeltide başlatılır, sonra bir kütle polimerizasyonu olarak tamamlanır. Reaksiyon ilerledikçe seyreltici su ve polimerizasyonda yan ürün olarak oluşan su buharlaştırılarak uzaklaştırılır. İşlemin sonunda ortamda kalabilen su miktarı önemsiz seviyelerdedir. Suyun buharlaştırılması polimerizasyon ısısını da harcayacağından gerekli ortam sıcaklığını sürdürebilmek için ısı ilavesi yapılır.

Poli(etilen tereftalat) üretiminde oluşan yan ürün etilen glikolün ortamdan ayrılması önemlidir, çünkü ayırma hızı polimerizasyon hızını ve süresini etkiler. Etilen glikolün viskoz polimer eriyiğinden normal koşullarda ayrılması olanaksız olduğundan polimerizasyonun son kademesi vakumda yapılır.

Poli(vinil klorür)de olduğu gibi, polimer monomerinde çözünmüyorsa reaksiyon sonunda monomer içinde katı halde polimer içeren bir çamur elde edilir. Bu durumda iki-kademeli bir işlem uygulanır. Birinci reaktörde dönüşüm %7-12 seviyesinde, ikinci reaktörde %80-85 seviyesinde tutulur. Düşük dönüşümlerde polimer çamuru hala akıcıdır. Polimer çökeltiler monomeri tutarak beraberce çökerler. %15-20 Dönüşümlerde, reaktörde monomer atmosferi içinde monomerle-şişmiş polimer bulunur. Karıştırıcılar büyük polimer kütlelerinin oluşmasını engeller. Çökelmiş polimer içine difüzlenmiş olan aktif monomer polimerleşir, reaksiyona girmeyen monomer geri kazanılır.

Kütle polimerizasyonu hacim verimi, kirliliğin çok az olması, solvent geri kazanma ve saflaştırma işlemlerine gereksinim göstermemesi nedenlerinden ticari uygulamalarda oldukça yaygındır. Bu konuda yeni teknolojiler bulma çalışmaları da devam etmektedir.

Çözelti Polimerizasyonu: Çözelti polimerizasyonuyla kütle polimerizasyonu arasında kesin bir ayırım bulunmaz; bazan kütle polimerizasyonu çözelti polimerizasyonu içinde sınıflandırılır. Çözelti polimerizasyonunda monomer ve polimeri çözen bir çözücü kullanılır; çözücü/monomer oranı, kütle polimerizasyonundaki 'çözücü katkılar'/monomer oranından çok daha büyüktür. Çözelti homojen bir fazdır, viskozitesi polimerin molekül ağırlığı ve konsantrasyonu arttıkça yükselir.

Çözelti polimerizasyonunun yapılışı kütle polimerizasyonuna benzer; ancak inert çözücüler bile reaksiyon hızını veya difüzyon işlemini etkiler. Seyrelticinin inert olmaması durumunda (zincir transferi, polar etkiler, v.s., gibi özellikler) reaksiyon hızı ve polimerin özellikleri önemli derecede değişir.

Monomer bir gaz ise çözücü monomerin sadece bir kısmını tutabilir. Çözünen monomer polimerizasyon sonucunda ayrılırken gaz fazdan bir miktar monomer de çözücüye geçer. Burada etkin olan kütle-transfer hızları karıştırma derecesine, reaktör basıncına ve polimerizasyonun viskozitesine bağlıdır.

Çözelti polimerizasyonunda kullanılan başlatıcı veya katalizör seyrelticide çözünebilir veya çözünmez. Çözünmeyen katalizörler monomerle kompleks yaparak onu yönlendirirler, böylece büyüyen polimer zincirleri, dolayısıyla polimer, düzgün bir yapıda olur. Propilenin polimerizasyonunda kullanılan Ziegler-tip katalizör seyreltici ortamda çözünmez. Doğrusal polietilen de çözünmeyen katalizörlerle üretilir. Polimerizasyondan sonra çözeltiden katalizörün uzaklaştırılması zor bir işlemdir.

Monomer ve polimerin solventle seyreltilmesi, kütle polimerizasyonu ile kıyaslandığında, ısı yükünü ve viskoziteyi azaltır. Bazı çözücüler polimerizasyonun hızını,  derecesini, molekül ağırlığı dağılımını ve ürün özelliklerini etkiler.

Koruyucu kaplamaların üretiminde olduğu gibi, polimer ve çözeltisinin birarada kullanıldığı çözelti polimerizasyonları çok avantajlıdır. Bu yöntem tekstil endüstrisinde çok kullanılır. Reaksiyona girmemiş olan monomer ayrıldıktan sonra polimer çözeltisi doğrudan doğruya bir plastifiyan (örneğin, DOP) içine verilerek kullanılır.

Polimer ürününün katı halde pazarlanması için çözücüsünden ve katalizöründen ayrılması gerekir. Bu işlemler oldukça pahalı cihazlar ve enerji tüketimini gerektirir. Bu nedenle çözelti polimerizasyonlarında solvent/ monomer oranının azaltılması yönünde çalışmalar yapılmaktadır. Optimum solvent/monomer oranı, viskozitesi yüksek ve fazla polimer içeren çözeltilerden elde edilen ürününün fiyatı ile solventin ayrılma ve geri kazanılma fiyatı arasındaki ekonomik dengeye göre saptanır. Solventin yeniden kullanılması için saflaştırma işlemine gereksinim olabilir.

Süspansiyon (veya Çökelti) Polimerizasyonu: Süspansiyon polimerizasyo-nunda girdiler ve polimer, çözücü olmayan bir ortamda (çoğunlukla su) dağıtılır, monomeri küçük damlacıklar halinde dağıtmak ve dağılan küçük katı polimer taneciklerini asılı olarak tutmak için kuvvetle çalkalanır. Polimer taneciklerinin küresel yapısı nedeniyle süspansiyon polimerizasyonuna "boncuk" veya "inci" polimerizasyonu da denir. Polimer tanecikleri 0.15-5 mm çapındadır ve karıştırma durdurulduğu anda çöker. Başlatıcı, çoğu zaman monomerde çözünür; polimerizasyon monomer damlacıkları içinde başlatılır ve minyatür bir kütle reaksiyonu gibi ilerler. Su fazında monomerin çözündüğü, fakat polimerin çözünmediği durumda, polimerizasyon sulu fazda başlatılır. Büyüyen polimer zinciri bir polimer çekirdeği şeklinde çöker, monomer ve başlatıcı radikalleri absorblar ve büyüyerek granüler polimer tanecikleri şeklini alır.

Süspansiyon yapıcılar (stabilizörler) monomerin dağılmasını, monomer damlacıklarının ve polimer taneciklerinin kendi aralarında birleşmelerini önler. Monomer damlacıklarının büyüklüğü ile polimer taneciklerinin büyüklüğü, porozitesi ve yığın yoğunluğu, su/monomer oranına, başlatıcının tipine, stabilizörün yapısı ve konsantrasyonuna, karıştırma hızına ve polimerizasyon sıcaklığına göre değişir. Süspansiyon polimerizasyonu, özellikle, radikal polimerizasyonu yoluyla elde edilen reaktif monomerlerin polimerizasyonunda uygulanır. Su açığa çıkan ısıyı hemen yutar; akışkan karışım ısıyı reaktör yüzeyine iletir. Karışım normal sistemlerle pompalanabilir ve işlenebilir.

Süspansiyon polimerizasyonunun bir dezavantajı polimerin seyrelticiden ayrılmasını gerektiren ilave bir işlem kademesine ve dolayısıyla cihazlara gereksinim göstermesidir. Ayırma santrifüj veya süzme ile yapılabilir, sonra polimer kurutulur; bu yöntem en az enerjinin ve cihazın kullanıldığı bir yöntemdir. Tanecik büyüklüğü ve yoğunluk, ayırma verimini ve polimer tanecikleri arasında sulu fazın tutulmasını etkiler. Yüksek yoğunluklu polimerlerde tutulan su çok azdır. Polimere daha sonra plastifiyanlar emdirilecekse, polimerin yüksek viskozitede olması da istenilen bir özelliktir. Reaktör veriminin ve polimer yoğunluğunun artması için seyreltici/monomer oranının azaltılması gerekir. Süspansiyon polimerizasyonlarında seyreltici olarak çoğunlukla su kullanılır. Stiren ve akrilonitrilin kopolimerizasyonunda olduğu gibi (metanol ile) organik çözücülerin kullanıldığı süspansiyon polimerizasyonları da vardır.

Emülsiyon Polimerizasyonu: Emülsiyon polimerizasyonunda, çoğunlukla su olan bir dağıtıcı ortam bulunur. Monomer damlacıkları ve polimer tanecikleri, süspansiyon polimerizasyonunda olduğundan çok daha küçüktür; bir emülsiyon yapıcı ile "lateks" adı verilen kararlı bir ortam oluşturulur. Başlangıçta karıştırmayla sağlanan monomer damlacıklarının çapı 1-10 mm dir. Emülsiyon yapıcı az bir miktar monomeri "miseller" denilen kümeler şeklinde dağıtır. Polimerizasyon ilerledikçe 0.1-0.3 mm çapında kolloidal olarak dağılmış polimer taneciklerinin büyümesiyle polimer çekirdekleri oluşur. Monomer, başlatıcı ve polimerin homojen olarak dağıtılması ve açığa çıkan ısının reaktör yüzeyine taşınması için orta derecede bir karıştırma yeterlidir. Şiddetli karıştırma polimer taneciklerinin birleşmelerine neden olacağından uygun değildir. Emülsiyon polimerizasyonu oldukça komplekstir ve polimer taneciklerinin başlatılmasında çeşitli mekanizmalar ileri sürülür. Normal olarak, emülsiyon polimerizasyonunun viskozitesi oldukça düşüktür ve akışkan ortam açığa çıkan ısıyı reaktörün soğutma yüzeylerine transfer eder. Bu yöntemle boyalar, kağıt kaplamalar, halı altları ve çeşitli yapıştırıcılar gibi doğrudan uygulanabilen ticari karışımlar üretilir.

Polimerin katı halde elde edilmesi gerektiğinde çoğu zaman süspansiyon polimerizasyonu emülsiyon polimerizasyonuna tercih edilir; çünkü süspansiye tanecikler daha büyüktür, ayırma ve kurutma işlemleri daha kolaydır. Emülsiyondan polimeri ayırmak için yeteri kadar büyük tanecikler oluşması amacıyla kolloidal dağılmış polimer tanecikleri çöktürülmelidir. Bütadien kauçukları ve akrilik elastomerler gibi bazı elastomerler emülsiyon polimerizasyonu yöntemiyle üretilirler. Lastik lateksi, süzme ve kurutma işlemlerine uygun tanecikler elde edilecek şekilde çöktürülür.

Yüzey Arası Polimerizasyon: Yüzey arası polimerizasyon birbirinde çözünmeyen iki sıvı arasındaki yüzeyde gerçekleşir; çözücülerden biri bir monomeri (A), diğeri diğer bir monomeri (B) çözer. Çözücülerin yüzeyleri arasında oluşan polimer katıdır. Sıvılar karıştırılmazsa yüzey arasında katı bir polimer filmi elde edilir. Film, yüzey arasından sürekli olarak ip şeklinde çekilebilir. Sıvılar arasından filmin uzaklaştırılmasıyla tekrar sıvı-sıvı yüzey arası oluşacağından polimerizasyon devam eder.

Karışmayan sıvılar çalkalanarak özellikleri geliştirilmiş polimerler elde edilebilir. İşlem genel olarak inert bir çözücüde çözülmüş bir dikarboksilik asitin diasit klorürü ve suda bir inorganik baz ile çözülmüş bir bisfenol veya diamin arasındaki reaksiyondur. İşlemin düşük sıcaklıklardaki reaksiyon hızı yüksektir.

Japonya ve Rusya'da büyük miktarlardaki aromatik aminler bu yöntemle üretilir. Yüzey arası polimerizasyon, Amerika Birleşik Devletleri'nde polikarbonatlar üretiminde kullanılır. Tipik bir polikarbonat üretimi fosgen ve bisfenol A ile yapılır. Karıştırılan inert bir organik çözücü ve sulu sodyum hidroksit çözeltisi içinde dağıtılmış bisfenol A'ya fosgen ilave edilir. Organik-sulu fazlar arasındaki yüzeyde reaksiyon olur. Polikondensasyon bir tersiyer aminle katalizlenebilir. Fenol gibi bir monofonksiyonel hidroksi bileşiğiyle zincirler sonlandırılarak elde edilen ürünün molekül ağırlığı kontrol edilebilir. Polimer organik fazda çözünür.

Katı-Hal Polimerizasyonu: Katı-hal polimerizasyonu sanayide, kondensasyon polimerlerinin molekül ağırlıklarını yükseltmek amacıyla kullanılır. Kondensasyon polimer zincirleri üzerinde, bir safsızlıkla veya durdurucu ile reaksiyona girmedikçe, bifonksiyonel son gruplar vardır. Bu son gruplar polimer moleküllerinin birbirleriyle birleşmesini sağlayabilirler. Naylon-66 gibi bazı katı polimerlerin erime noktalarının altında ısıtılmasıyla daha yüksek molekül ağırlıklı polimerler elde edilir. Polimerizasyon yöntemleri Tablo-2'de, bazı endüstriyel polimerlerin elde edilmesinde uygulanan yöntemler Tablo-3'de toplanmıştır.


Tablo-2: Polimerizasyon Yöntemleri ve Özellikleri

Yöntem (M = monomer, P = polimer, K = katalizör)
Örnek
Kütle Polimerizasyonu

Homojendir; M polimerin çözücüsüdür
Metil metakrilat
Heterojendir; çözücü ilavelidir; M, polimer çözeltisinde çözünür
Naylon 66
Çözelti Polimerizasyonu

Homojendir; M ve P seyrelticide çözünür
Etil benzende stiren
Heterojendir; M ve P seyrelticide çözünür, K çözünmez
Etilen ve propilenin HC da kopolimerizasyonu
Heterojendir; A polimeri B monomerinde çözünür, polimerde faz ayrılır
Polibütadien kauçuğu ile yüksek darbe polistiren
Süspansiyon veya Çökelti Polimerizasyonu

Heterojendir; P, monomerde çözünmez
Vinil klorür, seyrelticisiz
Heterojendir; M seyrelticide çözünür, P çözünmez
Suda akrilonitril
Heterojendir; M ve P dağıtıcıda çözünmez
Suda vinil klorür
Emülsiyon Polimerizasyonu

Heterojendir; M ve P bir yüzey aktif madde ile bir seyrelticide (su gibi) dağıtılır (kolloidal dağılma)
Bütadien ve stiren komonomerleri
Yüzey Arası Polimerizasyon

Heterojendir; A ve B monomerler birbirinde karışmayan çözücülerde çözünürler
İnert organik çözücüde fosgen, sulu sodyum hidroksitte bisfenol A
Katı Hal Polimerizasyonu

P moleküllerinin bifonksiyonel son gruplardan kondensasyonu
Naylon 66


(f) Ürünün Yapısına Göre

Polimerizasyon sonunda elde edilen ürünler çeşitli sınıflara ayrılırlar. Stereoregüler, çapraz-bağlanma, izomerizasyon, halka açılma polimerizasyonları, blok ve graft kopolimerizasyonu gibi sınıflandırmalar yapılabilir.

Polimerlerdeki fonksiyonel grupların yapısı bir polimerizasyon reaksiyonunun adını belirleyebilir; poliamid oluşumu ve poliesterleşme gibi. Elde edilen polimerlerin fiziksel özellikleri de reaksiyonları tanımlamakta kullanılabilir; inci polimerizasyonu, patlamış mısır polimerizasyonu gibi.


Tablo-3: Sanayi Polimerleri ve Uygulanan Yöntemler

Polimer
Kütle
Çözel-ti
Süsp.
Emül-siyon
Yüzey  arası
Zincir-Büyüme Polimerizasyonu





ABS(a) polimerleri

X

X

Akrilik polimerler
X
X
X
X

Bitil kauçuğu(b)

X



EPDM(c)

X



Asetal reçineleri
X

X


Polietilen, alçak yoğunluk
X
X
X
X

Polietilen, yüksek yoğunluk


X
X

Polizopren

X



Polipropilen
X
X
X


Polistiren
X
X
X
X

Poli(vinil asetat)
X
X
X
X

Poli(vinil klorür)
X
X
X
X

Fluoroelastomerler



X

Basamaklı-Büyüme





Alifatik poliamid, naylon 66
X
X



Alifatik poliamid, naylon 6
X
X



Aromatik poliamidler

X



Fenolik reçineler

X



Poliesterler
X




Polikarbonat

X


X
Poliimid

X



Poliüretan
X
X



Amino reçineler

X



(a)ABS: Poli(akrilonitril bütadien stiren)
(b)Bütil kauçuğu: Poli(izobütilen izopren)
(c)EPDM: Poli(etilen propilen dien) elastomerleri


(g) Reaksiyona Giren Maddelerin Yapısına Göre

Reaksiyona giren maddelerin yapısına göre polimerizasyon işlemleri iki önemli sınıfa ayrılır; (1) homopolimerizasyon, (2) kopolimerizasyon

Bunun dışında, reaktantların yapısına göre bazı basit sınıflandırmalar da yapılabilir: vinil, dien, allil, üre-formaldehit, etilen oksit polimerizasyonu, v.s., gibi.


2. Polimerizasyon İşlemleri (Prosesler)

Yığın İşlemi

Yığın işleminde tüm maddeler başlangıçta reaktöre konulur ve reaksiyonun sonuna kadar birarada kalırlar. Kararlı bir hale ulaşılamaz. Polimerizasyon süresince çıkan polimerizasyon ısısı değişir. Çoğunlukla bir indüksiyon (etki) periyodu bulunur; polimerizasyon hızında önce süratli bir artma, sonra monomerin azalmasıyla bir azalma gözlenir. Bu nedenle reaktörün hızlı ısıtma, yeterli soğutma ve sıcaklık kontrolü yapabilecek özelliklerde olması gerekir. Yığın sistemi, yüksek dönüşümlerin istendiği polimerizasyon işlemleri için uygundur. Yine de her yığının aynı özellikleri içermesi için reaksiyonların kontrollerinde sorunlarla karşılaşılır. Bunlar, geliştirilmiş kontrol sistemleriyle en aza indirilebilir.

Yarı Yığın (veya Yarı Sürekli) İşlemi

Bir yarı yığın işleminde maddelerden bazıları kısım kısım veya değişik zamanlarda ilave edilebilir veya bazı yan ürünler ortamdan uzaklaştırılabilir. Reaksiyon koşullarını iyi bir şekilde kontrol edebilmek için katalizör, monomer, v.s., belirlenen bir programa göre ilave edilir.

Kopolimerlerin serbest radikal polimerizasyonunda, monomer reaktivitelerinin fazla değişmesi durumunda monomerlerin kısım kısım ilave edilmesi önemlidir; açığa çıkan ısı düzgün bir şekilde dağıtılır.

Bazı yarı yığın polimerizasyonlarda tüm maddeler reaktöre başlangıçta konulur. Ancak reaksiyonun tamamlanabilmesi için oluşan yan ürünlerin ortamdan uzaklaştırılması gerekebilir. Bunlar, buharlaştırılarak ayrılırken bazı hallerde polimerizasyon ısısı da giderilir, bazı hallerde ise reaksiyonun tamamlanması için ilave ısı verilmesine gereksinim olur.

Sürekli İşlem

Sürekli bir işlemde maddeler, ölçü sistemleriyle, reaktöre sürekli olarak verilir ve devamlı olarak madde alınır. Polimerizasyon işlemi kararlı bir hale ulaştığında sistemdeki herhangi bir noktada açığa çıkan ısı miktarı sabittir.

Sürekli işlem kolaydır ve maliyetleri düşüren bir üretim yöntemidir. Bu nedenle, özellikle büyük hacimlerdeki polimerizasyon işlemlerinde sürekli sistemler önerilir. Küçük hacimlerdeki özel ürünlerde, sürekli işleme göre daha esnek olan ve çok sayıda farklı derecelerde polimer üretimine olanak veren yığın veya yarı yığın işlemleri tercih edilir. Bazı ticari polimerler, istenilen fiziksel özellikleri karşılayabilmeleri için, sadece yığın teknikleriyle üretilirler.


GERİ (poimer kimyası)